|
Okan İLGÜN - ESOGU - GENEL EKONOMİ(14 subat 2008-3 mart 2008)
|
|
|
ABD'de borsayı çeviren Buffett'in sırrı
Dünyanın en uzun vadeli hisse senedi yatırımcısı Warren Buffett ilginç teklifiyle yine küresel piyasaların gündemine oturdu. İşte 11 yaşında kola satarak iş hayatına başlayan Buffet'le ilgili bilinmeyenler:
DÜNYA DEVİNİN İŞ PRENSİPLERİ
14 Şubat 2008 10:40
Abdurrahman Yıldırım'ın köşe yazısı
Herkes Buffett gibi yatırımcı olabilir mi?
Dünyanın en uzun vadeli hisse senedi yatırımcısı Warren Buffett ilginç teklifiyle yine küresel piyasaların gündemine oturdu. ABD'de sorunlu sigorta şirketlerinin risklerini üstlenmeyi önerince küresel piyasalar önceki gün hızla toparlandı. Dün de açıklanan ABD verisinin etkisiyle bu toparlanma devam etti.
Daha önce 37 milyar dolarlık servetini Bill Gates Vakfı'na bağışlayarak dikkatleri üzerinde toplayan Buffett bir kez daha piyasaların gündemine oturdu. 11 yaşında kola satışıyla iş hayatına başlayan 88 yaşındaki borsacı 55 milyar dolarlık servetini "geleceği olan şirketin hisselerini ucuz fiyattan almak ve uzun vadeli beklemekle" oluşturduğunu söylüyor. Bu yönüyle belki dünyanın en uzun vadeli yatırımcısı. Hisse senetlerini ortalama çevirme hızı 22 yıl.
Sermaye piyasası uzun vadeli bir yatırım alanı ve her şeyden önce de sermaye gücüne dayanıyor. Buffett'te hem fazlasıyla sermaye gücü var, hem de uzun vadeli bekleyecek kadar sabır. Finansal piyasalardaki başarısının sırrı öncelikle sabrında, sermayesinde ve klasik bir yatırımcı olmasındaki tutuculuğunda yatıyor.
Yatırım taktikleri
Warren Buffett'ın Türkçe'ye de çevrilmiş kitabı ve yatırım teknikleri üzerine söylenmiş sözleri var. Bunların önemlilerini şöyle seçtik:
* İş dünyasında dikiz aynası, otomobilin ön camından daha net ve berrak görüntü verir.
* Tarihten aldığımız ders şudur; insanlar tarihten ders almıyorlar.
* Hisse senedi alırken borsanın ertesi gün kapanacağını ve beş yıl boyunca açılmayacağını, bu hissenin beş yıl elimde kalacağını varsayarım.
* Yatırım mantıklı olmak zorundadır. Anlamadığınız şeye yatırım yapmayın.
* Yatırımcı yatırım kararlarında hata yapmamak için tecrübeden yararlanmalı. Ama bu tecrübe hep başkalarının tecrübesi olmalı.
* Yatırımcı zarara uğrarsa bu ekonomik durumdan çok yatırımcının kendisinden kaynaklanan nedenlerdendir.
* Bir Katoliğin evlilik kararı alması gibi yatırım yapın.
* Hisse senedi, sahibinin kim olduğunu bilmez.
* Bugün gölgesinde oturduğun ağacı bir başkası yıllar önce dikmişti.
* Borsadaki dalgalanmayı düşman olarak değil, dost olarak gör. Yanlış fiyatlama yapılıyorsa bu yanlışa katılma ve ondan kâr etmeye bak.
* İçeriden alınan bilgiyle işlem yapmanın (insider trading) bir milyon doları bir yılda sıfır olur.
* Belirsizlik, uzun dönemli yatırımcının dostudur.
Alınacak ders
En ucuz ve aynı zamanda geleceği olan hisseleri toplayarak uzun dönemli elinde tutup dünyanın en zengin üçüncü insanı haline gelen Warren Buffet'in önerilerinden bazıları bunlar. Şüphesiz herkes Buffet gibi olmak, onun kadar olmasa da borsada para kazanmak ister.
Ama herkes Buffett olamaz. Olsa bile aynı parayı kazanamaz. Çünkü piyasada Buffet'ların sayısının çoğalması, kazanacakları paranın da azalması anlamına gelir.
Eğer Buffett bu kadar parayı kazandıysa karşısında kendisi gibi başka yatırımcıların yokluğundan veya azlığından yararlandı.
Ancak Buffett örneğinden yerli yatırımcıların da çıkartacakları önemli sonuçlar olmalı.
Sonuç
"Bütünyanıtlarıbildiğinandabütünsorularıdeğiştirirler."Howard
SABAH
TOKYO - Japonya Merkez Bankası (BOJ), faizde değişikliğe gitmedi.
Banka, son çeyrekteki güçlü büyümeye rağmen ekonomik görünümüne ilişkin belirsizlik nedeniyle faiz oranlarını yüzde 0.5'te bıraktı.
Enerjik Türkler Afrika'yı keşfetti
Türkiye'nin son yıllarda yeniden keşfettiği, 2010 yılında Dünya Futbol Kupası'na ev sahipliği yapacak olan Güney Afrika'da bu yıl ortaya çıkan enerji krizi, fırsat ekonomisi doğurdu.
KRİZ ÇIKTI TÜRKLER YETİŞTİ
15 Şubat 2008 08:21
Ülkede günde 2 saati bulan elektrik kesintilerinin 4 ile 7 yıl daha süreceğinin resmi olarak açıklanması üzerine jenaratör, gıda ve çimento sektörlerinlerine ihtiyaç doğacağı ifade edilirken, yıllardır ülkenin 'battaniyecesi' konumuna gelen Türk şirketlerinin 'yenilenebilir enerji yatırımları'na yöneldiği görülüyor. Elektriğin 1.3 Eurosent ile 2 dolar arasında satıldığı ülkede yatırımcılar hükümeti fiyat ve alım garantisine ikna etmeye çalışıyor.
ALTININ FİYATI ARTACAK
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) üyesi 20 işadamı, yatırım fırsatlarını yerinde görmek amacıyla bu ülkeye 1 haftalık bir iş gezisi düzenledi. TÜGİK Başkanı Hazim Sesli başkanlığındaki 20 işadamından oluşan heyet önce Johannesburg'da Güney Afrika Türk İşadamları Derneği (SATBA), ardından da Cape Town Güney Afrika Türk İşadamları Derneği (SATBAK) üyeleri ile bir araya geldi.
Buradaki görüşmeler sırasında bir konuşma yapan SATBA Başkanı Vuslat Bayoğlu, ülkenin içinde bulunduğu enerji sıkıntısının aynı zamanda Türk işadamları için önemli fırsatlar sunduğunu bildirdi. Bayoğlu, vatandaşı kış aylarında üşütmemek için sanayide kesintilerin artacağına işaret ederek, "Armoni altın madeni yöneticileri bu nedenle günde 10 milyon dolar zarar ettiklerini söylüyorlar. Elektrik kesintileri yüzünden maden üretimleri de yavaşlayacak. Bu durumda altın ve platin fiyatları da yükselecek" diye konuştu.
O l u ş a n bu yeni durum yatırımcıları da yeni alanlara yöneltti. Güney Afrika'nın en zengin Türk'ü olan bilinen, Ahlesa Battaniyeleri'nin sahibi Levent Şenol da enerji sektörüne girmeye hazırlananlardan. Şenol, Güney Afrika'nın enerjisinin yüzde 10'unu yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmek istediğini belirterek, TÜGİK Başkanı Hazim Sesli ile birlikte enerji santrali yapacaklarını söyledi. Alım garantisi beklediklerini anlatan Şenol, "Görüşmelerimiz sürüyor. Biz rüzgârda 12 sentlik alım garantisi istiyoruz" dedi.
sabah
Yahoo fiyaskosu Microsoft'ta kelle aldı
Microsoft'un, şubat ayının başından beri, gündemin ön sıralarından düşmeyen Yahoo teklifinin fiyasko ile sonuçlanması, yazılım şirketinin başarısız gördüğü yöneticilerini işten çıkarmasına neden oldu.
FİYASKO PAHALIYA PATLADI
15 Şubat 2008 15:39
Emek KAPLANGİL'in haberi
Microsoft, sonuca ulaşmayan Yahoo teklifinin hemen arkasından bazı yöneticilerinin işine son verdi. Microsoft'un görevine son verdiği yöneticiler arasında şirketin karlılığı sürekli azalan internet tarafını toparlaması için getirilen Steve Berkowitz de yer aldı.
Windows Vista Pazarlama Bölüm başkanı ile mobil yazılım yönetici pozisyonlarındaki yöneticilerinde işine son verildiği operasyona, Microsoft tarafından bir açıklama yapılmamasına karşın, şirketin Yahoo'yu satın alarak, internet arama ve reklam pazarında Google üstünlüğüne son verme hamlesinin neden olduğu yorumları yapılıyor.
Dünyanın önde gelen yazılım firması Microsoft, internetin önde gelen portallarından Yahoo'yu almak için tam 44.6 milyar dolar teklif ettmişti.
Bu teklif, hisse başı 31 dolara denk gelen teklif, Yahoo'nun piyasa değerinin yüzde 62 üzerinde.
Microsoft CEO'su Steve Ballmer, yaptığı açıklamada, "Yahoo'ya büyük saygımız var ve online hizmetler sektöründe beraberce tüketiciler, yayıncılar, reklamcılar için heyecan verici projeler üretebiliriz" ifadesini kullandı.
Yahoo, Stanford mezunu Jerry Yang ve David Filo tarafından 1995 yılında kuruldu. Yang ve Filo, bir yıl sonra halka arz kararı aldılar ve hisselerdeki yükselişin ardından üç yıl sonra 4'er milyar dolar servete ulaştılar. 2000 yılındaki borsa çöküşünde ise Yahoo'nun hisse değeri yüzde 86 oranında azaldı.
"BÜYÜK BİR KUMAR"
Microsoft'un teklifini Bloomberg'e değerlendiren Pioneer Investments analisti Thomas Radinger, "Microsoft, internet işini geliştirmesi yönünde ağır bir baskı ile karşı karşıya. Ancak bu kadar yüksek bir fiyat büyük bir kumar" diye konuştu.
RBC Capital Markets analisti Jordan Rohan ise bu teklifin Google tehdidinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. "Rohan, "Yahoo çok savunmasız. Yatırımcıların Yahoo yönetimine olan güvenleri de azalıyor" ifadesini kullandı.
Öte yandan Microsoft, geçtiğimiz aylarda da Facebook'un yüzde 1.6 hissesi için 240 milyon dolar ödeyeceğini açıklamıştı.
AB, Nabucco projesinden rahatsız
14 Şubat, 2008 22:50:00 (TSİ)
|
|
Avrupa Birliği, Türkiye'nin Nabucco projesine ilişkin politikalarından rahatsız. Birlik endişelerini Türk yetkililere aktarması için AB'nin doğalgaz boru hatları ile ilgili koordinatörü Jozias Van Aartsen'i Ankara'ya gönderdi.
İlk görüşme Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile yapıldı.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından kısa bir açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Aartsen ile Nabucco projesi ağırlıklı bir görüşme yaptıklarını söyledi.
6'ncı ortağın alınmasıyla birlikte hız kazanan projenin detaylarını Aartsen ile görüştüklerini vurgulayan Güler, "Proje hızlı bir şekilde yürüyor. Türkiye olarak da bu projeye bütün ağırlığımızı koyuyoruz" dedi.
Aartsen kameraların karşısında "ortak çalışmadan memnunuz" mesajı verdi ama AB, Türkiye'nin fiyatlandırma politikası ve gaz de France'ın ortaklığına karşı çıkmasından rahatsız.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji Bakanı Hilmi Güler ile görüşen Aartsen'in gündeminde Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin projeye ilişkin yaklaşımından duyduğu rahatsızlık var.
Daha önce İngiliz gazetelerine "Türkiye'nin projeye ilişkin yaklaşımından rahatsızız" diyen Aartsen kameraların karşısında farklı konuştu.
Aartsen, "Nabucco çok önemli bir proje BOTAŞ'ın, Türkiye'nin ortaklığı ile projede son derece iyi yol alıyoruz" dedi.
Aartsen böyle dedi, ama Türkiye Avrupa Birliği'nin bir süredir kaygılı olduğunu farkında.
Peki Avrupa Birliği neden rahatsız?
Hazar Bölgesi doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak 3 bin 300 km uzunluğundaki doğalgaz boru hattı projesinde Türkiye transit geçiş ülkesi olacak.
Ancak Ankara, proje ortaklarından transit geçiş ücretinin yanısıra ekstra ücret ödenmesini talep ediyor.
Avrupa Birliği ise buna karşı çıkıyor, "Standartlarımız var, ekstra ücret olsa bile bunun bir limiti olur, beklentiniz çok yüksek "diyor.
Türkiye'nin gaz de France'ın ortaklığına karşı çıkması da rahatsızlık yaratıyor.
Ankara açıkça söylemese de bu tavrın nedeninin Fransız Meclisi'nde kabul edilen Ermeni soykırımı tasarısı olduğu biliniyor.
Avrupa Birliği ise Fransa'nın projenin yedinci ortağı olmasını istiyor .
BOTAŞ'ın son dönemde yaşadığı mali ve idari sorunlar da hem ortakları hem Avrupa Birliği'ni rahatsız ediyor.
Daha önce ortaklar ile temasları yürüten BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Şakir Arıkan'ın mavi hat yolsuzluk operasyonu yüzünden yurtdışına çıkış yasağı var, bu durum toplantılarda türkiye'nin temsilini zorlaştırıyor.
NABUCCO PROJESİ:
Adını İtalyan besteci Guiseppe Verdi'nin bir operasından alan Nabucco projesi ile Hazar doğalgazının Türkiye üzerinden - Rusya devre dışı bırakılarak - Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya güzergahını izleyerek Avrupa'ya taşınması öngörülüyor.
Proje, Rusya'nın doğalgazı bir "silah" olarak kullanmasına karşı, Avrupa Birliği'nin ilk kayda değer ortak enerji girişimi olarak nitelendiriliyor.
3 bin 300 kilometrelik bu boru hattı projesinde şu anda, Avusturyalı OMV, Bulgargaz, Macar MOL, Rumen Transgaz ve Türk BOTAŞ firmaları yer alıyor.
Almanya'nın en büyük enerji şirketlerinden RWE geçtiğimiz hafta konsorsiyuma katılmıştı. RWE'nin Nabucco projesine katılımıyla finansman sağlamada önemli bir avantaj elde edileceği belirtiliyor.
2012'de faaliyete geçmesi hedeflenen boru hattı ile yılda 25.5 milyar metreküp doğalgazın taşınması hedefleniyor.
Koç, Migros'u Moonlight'a sattı
14 Şubat, 2008 15:53:56 (TSİ)
|
Yüzde 50.8 hisseye Moonlight Capital 1.9 milyar YTL ödeyecek
|
Türkiye'nin perakende devi Migros satıldı. Koç Holding, Migros'un yüzde 50.8 hissesini, 1 milyar 977 milyon YTL karşılığında Moonlight Capital'e sattı.
Koç Holding, fiyatın pazarlık usulü ile tespit edildiğini belirtti. Verilen fiyata göre, Migros'un piyasa değeri 3.3 milyar dolar oldu. Bu fiyat, Migros'un piyasa değerinin yüzde 10 üzerinde.
Moonlight Capital, Londra merkezli BC Partners tarafından kontrol ediliyor. 20 yıl önce kurulan şirket, özellikle bu tür satın almalarla büyüdü. Bugüne kadar toplam değeri 61 milyar dolar olan 66 satın alma yaptı.
MİGROS HİSSELERİ YÜZDE 3.03 AŞAĞIDA
"Koç, Migros'un satışıyla açık pozisyonunu kapattı"
Migros'un satışıyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu, son yıllarda Koç Holding yönetimi olarak önemli değişim kararı aldıklarını, dünyadaki değişimi, küresel rekabet ve fırsat ortamını değerlendirdiklerini, bunlar için ne boyutta kaynak gerektiğini planladıklarını kaydetti.
Bulgurlu, "Yeni stratejilerimiz, faaliyet gösterdiğimiz dört ana sektöre odaklanmak, organik büyümenin yanı sıra, fırsatları takip etmek, yurtdışı gelirlerimizi artırmak, liderlik özellikleri daha güçlü bir şirketler portföyü oluşturmaktır" dedi.
Koç Holding'in 2007 yılında Fortune Global 500 listesinin 190'ıncı sırasında ve Avrupa'nın 50 büyük şirketi arasında yer aldığını söyleyen Bulgurlu, "Bundan sonraki hedefimiz, çıtayı daha da yukarıya koymaktır. Bu hedefe ulaşmak için otomotiv, dayanıklı tüketim, enerji ve finans olmak üzere dört ana sektöre odaklanmış bulunuyoruz" diye konuştu.
Bulgurlu, odaklandıkları sektörlerde önümüzdeki dönemde sektör ve şirket bazında yurtiçi ve yurtdışı büyüme potansiyelleri, rekabet güçleri, topluluk neticelerine sağlayacağı katkı ve yaratacağı hissedar değerleri gibi kriterleri göz önüne alarak yeni yatırımlara hazırlandıklarını ifade etti.
Bulgurlu, "Koç Holding, Migros hisse satışıyla açık pozisyonunu kapatmış, mali yapısını daha da güçlendirmiş olacaktır. Buna ilave olarak yeni yatırımları için önemli bir kaynak elde etmektedir" diye konuştu.
Bülent Bulgurlu, holdingin Migros satışına rağmen 2007 yılında kombine 74.5 milyar YTL olarak gerçekleşmesi beklenen cirosunun, 2008 yılında sadece organik büyüme ile 81 milyar YTL'ye çıkarmayı planladığını, 2007 yılında 5.6 milyar YTL olarak gerçekleşmesi beklenen kombine faaliyet karının 2008 yılında 6.5 milyar YTL olarak bütçelendiğini bildirdi.
"Radikal adımlar atmaktan çekinmeyeceğiz"
Holding kaynaklarını odaklandıkları sektörlerdeki yeni projeler için kullanacaklarını belirten Bulgurlu, "Yeni projelerimiz, dayanıklı tüketim ve otomotiv sektörlerinde iç pazarda sürekli büyümenin sağlanmasının yanında, yeni pazarlara açılmayı içeriyor" dedi.
Enerji sektöründe Türkiye'nin büyüyen enerji ihtiyacı nedeni ile doğacak yeni yatırım projeleri için hazırlandıklarını ifade eden Bulgurlu, "Bankacılık sektöründe iddialı büyüme projelerimiz devam ediyor. Bazı özelleştirme projeleriyle yakinen ilgileniyoruz" diye konuştu.
Bulgurlu, stratejilerini sürekli gözden geçirerek, gerektiğinde bundan sonra da radikal adımlar atmaktan çekinmeyeceklerini ifade etti.
"Fiyat, piyasa fiyatının üzerinde"
Basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bulgurlu, Koç Holding'in satıştan elde edeceği parayı ne şekilde değerlendireceğine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Koç Holding, alacağı parayı direkt nakit akışının içine dahil edecek. Bu, Koç Holding'in taşıdığı borcu yok edeceği gibi, kalan parayı da doğal olarak farklı bir şekilde değerlendirme imkanına sahip olacağımız anlamına geliyor.
Bu, yeni atılımlarımız için kullanılacak bir değerdir. Radikal adımlardan kastettiğim de, buradaki yeni ve büyük bir işin alınması da bizim için radikal verilen bir karardır. Her açıdan baktığınız zaman farklı bir sonuç bulabilirsiniz."
Bulgurlu, fiyata ilişkin bir soru üzerine de, "Fiyat da, gayet tabii sizlerin de çok iyi bildiği gibi piyasa fiyatının üzerindedir. Dolayısıyla beklediğimiz ölçüler seviyesindedir" dedi.
Ödeme planı ile ilgili bir soruya ise Bulgurlu, sözleşmeyi imzaladıklarını hatırlatarak, "Bundan sonra bizlerin kontrolü altında olmayan bir süreç var. Bu sürecin ana zaman bakımından ağırlığı, Rekabet Kurulu'nun incelemesi ve alacağı karar doğrultusunda... Bizim tahminimiz, 3-4 ay içinde sonuçlanacağı doğrultusundadır" yanıtını verdi.
"Migros'un iştiraklerinin satışı da mı söz konusu" sorusunu da Bulgurlu, "Gayet tabii... Migros şirketini olduğu gibi devrediyoruz. Migros'a bağlı olan diğer şirketler de doğal olarak devrediliyor" şeklinde yanıtladı.
"Satış sahibi BC Partners'tır"
Bulgurlu, bir gazetecinin "Açıklamada, Moonlight'ın göstereceği başka bir alıcıya da satış yapılabileceğinin" yer aldığını ve konuda bir aday olup olmadığını sorması üzerine, şu an için öyle bir aday olmadığını söyledi.
Bulgurlu, "Burada satış sahibi BC Partners'tır. Moonlight'ta olduğu gibi başka bir şirkete de işaret edebilir. Ama şu an belirginlik kazanmış herhangi bir şey yok" dedi.
Çalışanlarla ilgili sorular üzerine de Bulgurlu, yapılan sözleşmede çalışanların kendi tercihlerine bağlı olmak üzere, alıcı firmanın tüm çalışanları muhafaza etme isteğinde olduğunu vurguladı.
Satış sürecinden sonra Migros yatırımcı ve müşterilerine yönelik mesajının sorulması üzerine de Bulgurlu, "Migros, bizim en değer verdiğimiz ve Türkiye'nin önemli şirketlerinden biri. Alıcıya olan güvenimiz de sonsuz. Bu nedenle Migros müşterilerinin en ufak bir şekilde el değiştirmeden dolayı etkileneceklerini tahmin etmiyorum" dedi.
MİGROS'UN SATIŞ ARABALARIYLA BAŞLAYAN TARİHİ
KOÇ HOLDİNG'TEN İMKB'YE YAPILAN AÇIKLAMA:
Açıklamada, şirketin 13 Şubat 2008 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca, iştiraklerinden Migros Türk T.A.Ş'nin 178 milyon 30 bin YTL'lik sermayesinde sahibi olduğu yüzde 50.83259 nispetinde ve 90 milyon 497 bin 272,56 YTL nominal değerde, beheri 1 YKr'lik 9 milyar 49 milyon 727 bin 256 adet hissesinin, belirtilen esaslar çerçevesinde ayarlamaya tabi olmak koşuluyla 20 milyon YTL imza tarihinde, 1 milyar 957 milyon 365 bin 405,44 YTL bakiye tutar hisse devri gerçekleştiği tarihte ödenmek üzere toplam 1 milyar 977 milyon 365 bin 405,44 YTL bedel karşılığında BC Partners tarafından kontrol edilen Moonlight Capital S.A'ye veya alıcının hisse devir sözleşmesinin imzalanmasını müteakip bildireceği şirket veya şahıslara satılmasının kabulüne karar verildiği bildirildi.
Açıklamada, sözleşmede yer alan fiyat ayarlama mekanizmasına göre, hisse devir işlemleri tamamlanır tamamlanmaz, hisse devir işlemleri tamamlandığı tarih itibarıyla ve sözleşmede yer alan hükümlere göre tanzim edilmiş ve bağımsız denetimde geçmiş finansal tablolar hazırlanacağı belirtildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Kapanış günü bilançosunda yer alan öz sermaye tutarı ile tarafların üzerinde mutabık kaldığı 1 milyar 544 milyon 454 bin YTL tutarındaki özsermaye rakamı arasındaki fark hesaplanacaktır. Farkın pozitif olması halinde alıcı satıcıya, negatif olması halinde de satıcı alıcıya hisseleri oranında fark tutarını YTL olarak ödeyecektir.
Kapanış günü bilançosunda yer alan öz sermaye rakamı, sözleşmede taraflarca mutabık kalınan ve kapanış günü bilançosunun tanzim edileceği tarih itibarıyla değişen öz sermaye rakamları ile limitlidir. Söz konusu limitler, Mart 2008, Nisan 2008, Mayıs 2008 ve Haziran 2008 için sırasıyla 1 milyar 544 milyon 454 bin YTL, 1 milyar 559 milyon 454 bin YTL, 1 milyar 574 milyon 454 bin YTL, 1 milyar 589 milyon 454 bin YTL'dir."
Söz konusu hisselerin nihai satış fiyatının yukarıda belirtilen fiyat ayarlama mekanizmasına tabi olacağı belirtilen açıklamada, "Dolayısıyla nihai satış fiyatı belli olunca hisse satış karı/zararı hesaplanarak ne şekilde muhasebeleşeceğine ilişkin bilgi kamuyla paylaşılacaktır" denildi.
Açıklamada, sözleşmede hisse devrinden sonra alıcının, Sermaye Piyasası Kurulu tebliğleri doğrultusunda şirketin azınlık hissedarlarına çağrıda bulunacağına dair hüküm bulunduğu belirtilirken, söz konusu hisse devirleri, Rekabet Kurumu'nun izninin alınması şartına bağlı olduğu bildirildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Hisse devri gerçekleşmeden önce, şirketin şirket aktifinde bulunan, yüzde 9.24'lük Koçtaş Yapı Marketleri A.Ş, yüzde 2.87'lik Tat Konserve Sanayii A.Ş, yüzde 32'lik Tanı Pazarlama ve İletişim Hizmetleri A.Ş ve yüzde 0.000001'lik Entek Elektrik Üretimi A.Ş hisselerinin tamamı satıcı veya satıcının göstereceği Koç Topluluğu şirket veya şirketleri tarafından, şirketin yüzde 99.6 nispetinde hissedar olduğu Şok Marketler T.A.Ş. ile yüzde 69.99 nispetinde hissedar olduğu Sanal Merkez Ticaret A.Ş'nin Koç Topluluğu şirketleri tarafından sahip olunan sırasıyla yüzde 0.4 ve yüzde 30.01 nispetindeki hisseler ise şirket tarafından satın alınacaktır.
Tat Konserve Sanayii A.Ş. hisselerinin satışı taraflarca geriye dönük hisse fiyatları ve şirketin 30 Eylül 2007 tarihli SPK tebliğlerine uygun olarak hazırlamış UFRS finansal tablolarındaki değeri de dikkat alınarak 11 milyon 860 bin YTL'den, Koçtaş Yapı Marketleri A.Ş. hisseleri satışı 24 Aralık 2007 tarihli Deloitte Danışmanlık A.Ş. tarafından tanzim edilmiş hisse değerleme çalışması neticesinde ortaya çıkan değer olan 23 milyon 99 bin YTL'den, Tanı Pazarlama ve İletişim Hizmetleri A.Ş. hisselerinin satışı şirketin 30 Eylül 2007 tarihli SPK tebliğlerine uygun olarak hazırlanmış UFRS finansal tablolarındaki değeri olan 1 milyon 729 bin YTL'den, Entek Elektrik Üretim A.Ş hisseleri 0.60 YTL'den ve Şok Marketler T.A.Ş ile Sanal Merkez Ticaret A.Ş'nin hisseleri ise şirketin 30 Eylül 2007 tarihli SPK tebliğlerine uygun olarak hazırlanmış UFRS finansal tablolarında yer alan değerleri üzerinden hesaplanan sırasıyla 2 bin YTL ve 509 bin YTL'den gerçekleştirilecektir."
Söz konusu hisse devrinin Rekabet Kurulu izninin alınması ve şirketin iştiraklerinden çoğunluk hissesine sahip olduğu Şok Marketler Ticaret A.Ş. ve Sanal Merkez T.A.Ş'nin Koç Grubunun elinde bulunan azınlık hisselerinin şirkete devredilmesi ile şirketin iştiraklerinden azınlık hissesine sahip olduğu dört şirketteki paylarının şirket tarafından Koç Grubu'na devredilmesi dahil, hisse devir sözleşmesindeki ön şartların gerçekleşmesine bağlı olduğu, kapanıştan sonra alıcının Sermaye Kurulu tebliğleri doğrultusunda şirketin azınlık hissedarlarına çağrıda bulunacağı bildirildi.
MOONLIGHT'DAN İMKB'YE YAPILAN AÇIKLAMA:
Gönderilen yazıda, şunlar kaydedildi:
"Uluslararası bir girişim sermayesi şirketi olan BC Partners tarafından yönetilen fonların kontrol ettiği Moonlight Capital S.A (alıcı) Koç Holding A.Ş'nin (satıcı) Migros Türk Ticaret A.Ş'de sahip olduğu şirket sermayesinin yüzde 50.83259'unu temsil eden hisselerinin alıcının doğrudan veya dolaylı olarak hisselerinin yüzde 99.99'una sahip olacağı, TC kanunlarına tabi olarak kurulacak bir anonim şirket tarafından satın alınması amacı ile satıcı ile 13 Şubat 2008 tarihinde bir hisse devir sözleşmesi imzalamıştır.
Yeni kurulan bu şirket, tescilini müteakip, bir taraf olma beyanıyla alıcı yerine geçerek hisse devir sözleşmesine taraf olacaktır. Hisse devir sözleşmesine göre;
a) Alıcı satıcıya toplam 1 YKr nominal bedelli 9,049,727,256 adet hisse için aşağıda belirtilen fiyat ayarlama mekanizmasına tabi olmak ve 20 bin YTL'si imza tarihinde 1.957.365.405,44 YTL'si kapanış tarihinde ödenmek üzere toplam 1.977.365.405,44 YTL ödeyecektir.
b) Hisse devir sözleşmesinde yer alan fiyat ayarlama mekanizmasına göre hisse satış bedeli şu şekilde düzeltilecektir. Hisse devri işlemleri tamamlanır tamamlanmaz şirket kapanış tarihi itibariyle şirketin bağımsız bir denetim şirketi tarafından onaylanmış konsolide finansal tablolarını (kapanış tarihi bilançosu) hazırlayacak ve aşağıdaki formüle göre öz sermaye farkı hesaplanacaktır.
Öz sermaye farkı=0,5083259 x (kapanış tarihi öz sermayesi) eksi (1,544,454,000) YTL. Formülün hesaplanmasında kapanış tarihi öz sermayesi kapanış tarihi bilançosunda belirlenen öz sermaye tutarını ifade eder. Bu tutar kapanış tarihi bilançosunun tanzim edileceği tarih itibarı ile değişen öz sermaye rakamlarıyla limitlidir.
Söz konusu limitler kapanış tarihine göre Mart 2008 için 1,544,454,000 YTL, Nisan 2008 için 1.559.454.000 YTL, Mayıs 2008 için 1.574.454.000 YTL ve Haziran 2008 için 1.589.454.000 YTL'dir. Buna göre, özsermaye farkının ( ) olması halinde alıcı satıcıya (-) olması halinde satıcı alıcıya öz sermaye farkını YTL olarak ödeyeceklerdir."
Merkez Bankası faiz indirimine gitti
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, bu yılın ikinci toplantısını bugün yaptı. Toplantıdan faiz indirim kararı çıktı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, faiz oranlarını çeyrek puan düşürdü. Buna göre, gecelik faiz oranı yüzde 15,50'den yüzde 15,25'e, borç verme faiz oranı da yüzde 19,50'den 19,25'e çekildi.
Para Politikası Kurulu'nun bugünkü toplantısına ilişkin yapılan açıklamaya göre, toplantıya, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile üyeler Erdem Başçı, Burhan Göklemez, M. İbrahim Turhan ve Mehmet Yörükoğlu katıldı.
Toplantıda, Merkez Bankası bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının düşürülmesine karar verildi.
Yeni faiz oranları şöyle belirlendi:
Gecelik faiz oranları: Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 15,50'den 15,25'e, borç verme faiz oranı yüzde 19,50'den yüzde 19,25'e indi.
Geç Likidite Penceresi Faiz Oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 11,50'den 11,25'e, borç verme faiz oranı yüzde 22,50'den yüzde 22,25'e çekildi.
Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 18,50'den yüzde 18,25'e düşürüldü.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 17 Ocak'ta yaptığı toplantıda çeyrek puan indirime gitmiş ve gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 15,50'ye düşürmüştü.
Açıklamada, son dönemde açıklanan verilerin ekonomideki ılımlı büyümenin devam ettiğini gösterdiği belirtilirken, küresel kredi piyasalarındaki sorunların yansımalarının iç talebi sınırladığı ifade edildi.
Ayrıca, dünya ekonomisinde beklenen yavaşlamanın orta vadede dış talebin büyümeye katkısının azalabileceğine işaret ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Sonuç olarak, önümüzdeki dönemde toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş eğilimine destek vermeyi sürdüreceği tahmin edilmektedir.
Bu çerçevede, gıda ve enerji fiyatları bir risk unsuru oluştursa da enflasyonun orta vadede düşmeye devam etmesi beklenmektedir.
Kurul, Merkez Bankası'nın öncelikli amacının fiyat istikrarı olduğunu vurgulamış, son dönemdeki indirimlere rağmen kısa vadeli faizlerin mevcut seviyesinin enflasyondaki düşüşü desteklediğinin altını çizmiştir.
İşlenmemiş gıda fiyatlarından kaynaklanabilecek dalgalanmalar enflasyonu geçici olarak etkileyebilecekse de gıda ve enerji kalemleri dışlanarak hesaplanan enflasyon yüzde 4 seviyesine yaklaşmaktadır."
Bununla birlikte küresel ekonomide süregelen belirsizliklerin ve fiyatlama davranışlarına ilişkin risklerin, para politikası kararlarının verilere duyarlılığını artırdığının vurgulanması gerektiği ifade edilen açıklamada, önümüzdeki dönemde, Eylül ayından itibaren yapılan faiz indirimlerinin etkilerinin yakından izleneceği, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar ile gelirler politikasındaki gelişmelerin işgücü piyasasına ve genel fiyatlama davranışlarına yansımaları gözlenmeye devam edileceği bildirildi.
MB faizleri indirdi
2006 yılının 20 Temmuz'daki toplantısında faiz oranlarını 0.25 puan artıran kurul, geçen yıl 24 Ağustos, 26 Eylül, 19 Ekim, 23 Kasım, 21 Aralık ve bu yıl 16 Ocak, 15 Şubat, 15 Mart, 18 Nisan ve 14 Mayıs, 13 Haziran, 12 Temmuz ve 14 Ağustos'ta yaptığı olağan toplantılarında kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmedi.
Kurul, en son 13 Eylül tarihinde yaptığı olağan toplantısında 14 ay aradan sonra kısa vadeli faiz oranlarında değişiklik yapmış ve kısa vadeli faiz oranlarını 0.25 puan indirmişti.
Kurul, 16 Ekim'deki 0.50-0.75 puanlık indiriminin ardından, 14 Kasım'da faizleri 0.50-0.75 puan arasında
16 şubat 2008
ATO: Evdeki Eflasyon %275
|
|
Ankara Ticaret Odası, Resmi İstatistiklerde Yıllık Enflasyon Yüzde 8,2'ye Kadar Gerilerken Halkın Günlük Yaşamında En Fazla Tükettiği Mallarda Eflasyonun Daha Yüksek Olduğunu Bildirdi.
|
Ankara Ticaret Odası (ATO), resmi istatistiklerde yıllık enflasyon yüzde 8,2'ye kadar gerilerken halkın günlük yaşamında en fazla tükettiği büyük bölümü gıda maddesi olan mal ve hizmetlerin fiyatlarında son bir yılda yüzde 275'e varan oranlarda fiyat artışları yaşandığını belirledi.
ATO'nun en fazla kullanılan 100 mal ve hizmetin fiyatlarını esas alarak yaptığı araştırma, "vatandaşın enflasyonunun" düşmeyip artmaya devam ettiğini gösteriyor. Ankara'da en fazla alışveriş yapılan merkezlerden toplanan fiyatlara göre son bir yıllık dönemde özellikle gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışlar, bilinen enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşti. Fiyatı derlenen 100 maddeden 71'inin fiyatında yüzde 4'le yüzde 275 oranları arasında artışlar yaşanırken, bir maddenin fiyatı değişmedi, 28 maddenin ise fiyatı azaldı.
Ocak 2007 ile Ocak 2008 ayları arasında ekmek, çay, un, elektrik, kömür, kira, su, doğal gaz fiyatları, telefon, belediye otobüsü ve dolmuş ücreti gibi önemli maddelerin fiyatlarında resmi enflasyonun bir iki katı artışlar yaşandı.
-TEMEL GIDADA YÜZDE 100 ARTIŞLAR-
ATO'nun büyük bölümü gıda maddesi olmak üzere özellikle dar gelirlilerin en fazla satın almak zorunda olduğu 90 mal ve hizmete ilişkin olarak derlediği fiyatlara göre son bir yıllık dönemde en yüksek fiyat artışı yüzde 275'le limonda yaşandı. Taze fasulyenin fiyatının yüzde 101 oranında arttığı Ocak 2008 sonu itibariyle son bir yıllık dönemde roka fiyatı yüzde 100, kırmızı mercimeğin fiyatı yüzde 100, patlıcanın fiyatı yüzde 95, mandalina ve balın fiyatı yüzde 80 oranında artış gösterdi.
|
Dünyayı Yiyecek Krizi Bekliyor
|
|
Uluslararası Yatırım Bankası Goldman Sachs Yetkilileri, Mortgage Krizi Nedeniyle Zor Günler Geçiren Dünyayı Bekleyen Bir Sonraki Sorunun Yiyecek Krizi Olduğunu Öne Sürdü.
|
ULUSLARARASI yatırım bankası Goldman Sachs yetkilileri, mortgage krizi nedeniyle zor günler geçiren dünyayı bekleyen bir sonraki sorunun yiyecek krizi olduğunu öne sürdü. Yükselen enerji fiyatlarına aldanmamamak bunun yerine tarım ürünlerinin fiyatlarına odaklanmak gerektiğini söyleyen banka uzmanları, "Biz artık emtialarla ilgili sektörel krizler bekliyoruz. Önümüzdeki 1 veya 1.5 yıl içinde kriz patlayacak. Burada en önemli kalem de tarım ürünleri olacak" dediler. Üçüncü dünya ülkelerinin Dünya Yiyecek Programı kapsamında yiyecek fiyatlarını kontrol altına aldığını ve ihracat yasakları getirdiğini vurgulayan uzmanlar, şu noktalara dikkat çektiler: "Bu yasağın yerleşimi büyük sorunlara neden olacak. Bugün dünya rasyonel bir ekonomiye sahipse Körfez ülkelerinin kesinlikle tarıma yatırım yapması gerekiyor. Krizle birlikte resim, dünya açısından iç karartıcı olabilir. Ancak bu insanlık dramasını bir kenara bırakırsak yatırımcıları kazanç bekliyor." 16.02.2008 02
|
İstanbul'da emlak fiyatları coştu
15 Şubat, 2008 13:16:00 (TSİ)
|
|
İstanbul’da konut fiyatları 20 kata kadar artış kaydetti
|
2001 krizinden bugüne kadar altın fiyatlarının 3.5 kat, enflasyonun 3 kat arttığı İstanbul'da konut fiyatları 7 ile 20 kat arasında değer kazanırken ofis kiralarında ise dolar bazında son 3 yılda yüzde 120'ye varan artışlar yaşandı.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Türkiye Değerini Katlıyor" başlıklı araştırmasına göre, "altın piyasasının kalbi" olan Londra Borsası'nda altının onsunun 2001 yılında ortalama fiyatı 271 dolarken, 2008'e gelirken 3.2 kat artarak 882 dolara kadar çıktı.
Aynı dönemde İstanbul'da Şirinevler'de fiyatlar yaklaşık 19 kat, Maltepe, Kartaltepe, Suadiye'de 15-16 kat artış gösterdi.
Şirinevler'de 2001'de metrekaresi 82 dolar olan 85 metrekare bir ev, 7 bin YTL'den alıcı bulabiliyorken, aynı bölgede 80 metrekarelik bir ev için bugün yaklaşık 125 bin YTL ödemek gerekiyor.
Metrekare üzerinden karşılaştırıldığında ise, 2001'de 82 YTL olan bölgedeki fiyatlar ortalama 19 kat artışla bugün 1.563 YTL düzeyinde bulunuyor.
Suadiye, Kartaltepe, Maltepe, Maslak, Bahçelievler-Soğanlı bölgelerinin değerinin 16-18 kat arasında arttığı gözleniyor. Maltepe'de 120 metrekarelik bir ev 2001'de 15 bin YTL'den satılırken, bugün benzer bir ev için 220-250 bin YTL arasında rakamlar belirleniyor.
Metrekaresi 1000 YTL'nin altında daire yok
Bugün halen 80-90 bin YTL'ye ev alınabilecek yerler olan Pendik Velibaba, Bağcılar, Başakşehir gibi bölgelerde, 7 yıl önce 8-10 bin YTL'lik değerlerle ev satış ilanları veriliyordu.
2001-2002 yıllarında birçok semtten metrekaresi 100 YTL'nin altında daire alınabilirken, bugün metrekaresi 1000 YTL'nin altında daire bulmakta zorluk çekiliyor.
Araştırmaya göre, lüks proje konutlarında da yüksek değerler yakalanırken, 3 yıl önce 100 bin YTL'ye satılan daireler için bugün 300 bin YTL'leri gözden çıkarmak gerekiyor. Türkiye'nin en lüks projelerinde "loft" olarak adlandırılan lüks daireler, artık metrekaresi 10 bin dolarlardan alıcı bulabiliyor.
Ofis kiraları, yüzde 40-120 arasında değer kazandı
Araştırmaya göre, Türkiye'de değerini artıran alanlardan biri de ofisler olurken, 2000'lere girildiğinde prim yapan ofis kiraları, krizle birlikte hızlı bir düşüş dönemine girdi.
Ancak, hızlı büyüme döneminin yaşandığı 2003-2004'ten itibaren özelleştirme ve özel sektörde birleşme ve satın almaların artışıyla birlikte ofislerin hem değeri hem doluluk oranı arttı.
2005'ten itibaren doluluk oranı azalışa, getiriler hızlı artışa geçerken, Colliers'in yaptığı dönemsel araştırmalardan derlenen bilgilere göre, İstanbul'un önemli ofis merkezlerinde kiralar, 2005-2007 arasında yüzde 40-120 arasında değer kazandı.
Metrekare fiyatı aylık 24.5 dolarla en pahalı bölge olan Şişli-Esentepe, Zincirlikuyu hattında A sınıfı ofis kiraları 2005'te 11.5 dolar iken, 3 yılda getirisi yüzde 117 arttı. Bölgede B tipi ofis kiraları ise, 3 yılda yüzde 80 arttı.
Avrupa yakasında A sınıfı ofis kiraları, 2005-2007 arasında Levent'te yüzde 40, Maslak'ta yüzde 59, Taksim-Beşiktaş'ta yüzde 43, Etiler'de yüzde 44, Havaalanı bölgesinde yüzde 84 arttı.
Avrupa Yakası B sınıfı ofislerde kira artışı ise, Levent'te yüzde 60, Maslak'ta yüzde 41, Taksim-Beşiktaş'ta yüzde 26, Etiler'de yüzde 64, Havaalanı bölgesinde yüzde 90 olarak gerçekleşti.
Anadolu yakasında en çok değer kazanan bölge Kavacık'ta, A sınıfı ofislerin getirisi yüzde 78, B sınıfının yüzde 62 oldu.
Borsa günlük bazda yüzde 2.61 değer kaybetti
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 999.32 puan azalarak 44 bin 305 puandan kapandı.
Hisse senetleri ikinci seansta ortalama yüzde 2.21 değer kaybetti.
İlk seanstaki 189.07 puanlık düşüş artış dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 1.188,39 puan geriledi. Hisse senetlerinin günlük ortalama değer kaybı yüzde 2.61 oldu.
Endeks ikinci seansa, önceki kapanışa göre 276.54 puan azalarak 45.028,05 puandan başladı. Hisse senetleri, bu seviyede yüzde 0.61 oranında değer kaybetti.
İMKB'de birinci seansın seyri...
Endeks, dünkü ikinci seans kapanışına göre 189,07 puan azalarak, günün ilk yarısını 45.304,59 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 0,42 oldu.
Dün 44.493,66 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 265,87 puan azalarak 45.227,79 puandan başladı.
İlk yarıyı 45.678,84 puandan geçen endeks, en düşük 45.214,08 puana gerilerken, en yüksek 45.827,98 puanı gördü.
Seans sonunda mali endeks 161,92 puan azalarak 66.758,61 puana, sanayi endeksi 36,35 puan azalarak 33.127,28 puana, hizmetler endeksi 479,16 puan azalarak 30.405,44 puana geriledi.
Böylece önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 0,24 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 0,11 oranında, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 1,55 oranında değer kaybetti.
Birinci seansta işlem gören toplam 319 hisse senedinden 85'i değer kazandı, 158'i değer kaybetti, 76 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.
Birinci seansta 604 milyon 817 bin 958 YTL'lik işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri, Garanti Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, İhlas Ev Aletleri, İhlas Holding ve İş Bankası (C) olarak belirlendi.
İkinci seans:
İMKB Ulusal-100 Endeksi, ikinci seansta birinci seansa göre 999,32 puan azalarak 44.305,27 puandan kapandı. İkinci seansta, hisse senetleri ortalama yüzde 2,21 değer kaybetti.
Endeks ikinci seansa, 276,54 puan azalarak 45.028,05 puandan başladı. Seansın ilk yarısını 44.257,79 puandan geçen endeks, seans içinde en düşük olarak 43.894,77 puana gerilerken, en yüksek olarak 45.028,05 puana çıktı.
Birinci seanstaki 189,07 puanlık düşüş dikkate alındığında, endeks günlük bazda 1.188,39 puan geriledi. Hisse senetlerinin günlük ortalama değer kaybı yüzde 2,61 oldu.
İkinci seans kapanışında, mali endeks 1.703,41 puan azalarak 65.055,20 puana, sanayi endeksi 527,29 puan azalarak 33.599,99 puana, hizmetler endeksi 419,87 puan azalarak 29.985,57 puana geriledi.
Böylece ilk seansa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 2,55 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 1,55 oranında, hizmetler hisseler ise ortalama yüzde 1,38 oranında değer kaybetti.
İkinci seansta işlem gören toplam 328 hisse senedinden 41'i değer kazandı, 262'si değer yitirdi, 25 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı.
İkinci seansta, 974 milyon 863 bin 17 YTL'lik işlem hacmi kaydedildi. Günlük işlem hacmi, 1 milyar 579 milyon 680 bin 975 YTL olarak hesaplandı.
İkinci seansta, Garanti Bankası, İş Bankası (C), Yapı ve Kredi Bankası, İhlas Ev Aletleri ve Turkcell çok işlem gören hisseler oldu.
ABD doları dalgalı seyir izledi
16 Şubat, 2008 11:33:00 (TSİ)
|
|
Uluslararası piyasalarda geçen hafta, ABD doları, önemli para birimleri karşısında dalgalı bir seyir izlerken, altın fiyatları geriledi.
Küresel piyasalarda, ABD ekonomisinin durgunluğa iyice yaklaşması haftaya damgasını vurdu. ABD'de tutsat (mortgage) kredisi başvuruları, önemli düzeyde düşüş gösterdi.
ABD Mortgage Bankerleri Birliği verilerine göre, konut kredisi başvuruları geçen hafta, bir önceki haftaya oranla yüzde 2.1 oranında gerileyerek, son 4 yılın en düşük düzeyine indi.
30 yıl vadeli sabit oranlı konut kredisi faizleri ise yüzde 5.72'ye çıktı. ABD'de perakende satışlar, bir önceki ayki düşüşün ardından, ocak ayında yüzde 0.3 arttı.
Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, ocak ayında perakende satışlar, büyük oranda yeni otomobil ve benzin satışlarının etkisiyle beklentilerin üzerinde yüzde 0.3 oranında artış gösterdi.
2007 yılı aralık ayında satışlar, yüzde 0.4 gerilemişti. Perakende satışlar, otomobil sektörü dışarıda tutulduğunda yüzde 0.3, benzin dışarıda tutulduğunda ise yüzde 0.1 yükseldi.
Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, sanayileşmiş ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında, ekonomik krizin yayılması açısından bir "ayrışma" bulunmuyor. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, hafta içinde yaptığı açıklamada, ABD'de çıkan bir ekonomik krizin, gelişmekte olan ülkeleri etkilemeyeceği yolundaki hipotezin yanlış olduğunu söyledi.
Dominique Strauss-Kahn, nasıl mali sektör ile reel sektör arasında bir ayrışma yok ise sanayileşmiş ülkelerle yükselen piyasalar arasında da bir ayrışma olamayacağını kaydetti.
Strauss-Kahn, ABD'deki ekonomik yavaşlamanın ciddi olduğunu belirterek, bu yavaşlamanın bir süre daha devam edeceğine işaret etti. Bazı ekonomistlerin hipotezine göre, ekonomiler artık birbirine bağlı olmaktan çıktı ve aralarında bir çeşit ayrılma (decoupling) oluştu.
Buna göre, ABD'de bir sıkıntı yaşansa bile örneğin Çin'in, Hindistan'ın ve Rusya'nın büyümesi bundan fazla etkilenmeyecek ve bu ekonomilerdeki gelişme ABD'deki gerilemeyi dengeleyerek dünyada bir daralma yaşanmasının önüne geçecek.
Genel yükselişe karşın ocak ayında mobilya satışları yüzde 0.5, inşaat malzemeleri yüzde 1.7 ve süpermarket satışları yüzde 1.1 oranında düşüş gösterdi.
Fransız Societe General'in başı yine dertte
4 Şubat, 2008 13:19:00 (TSİ)
|
|
Fransa'nın en büyük bankalarından Societe General'in başı dertten kurtulmuyor.
Dünya borsalarındaki kriz yüzünden önce 2 milyar euro kayba uğrayan ve arkasından bir işlemcisinin hataları sonucu 4.9 milyar euro zarar eden banka, şimdi "kara para aklama" suçlamasıyla karşı karşıya.
Banka Genel Müdürü Dainel Bouton, Fransa ve İsrail arasında, işleme konulan çeklerde, "kara para aklandığı" yolundaki suçlamaları yanıtlamak üzere bugün mahkemede ifade verecek.
Açılan dava çerçevesinde, Paris'in Sentier bölgesinde çalışan zengin Musevi kökenli işadamları, kurdukları yardım derneği ve çeşitli kuruluşları paravan gibi kullanarak vergi kaçırmak ve kara para aklamakla suçlanıyor. Fransız bankası ise, bu yolsuzluklara "göz yummakla" suçlanıyor.
Fransa'nın en eski bankalarından Societe Generale, 1864 yılında 3'üncü Napolyon tarafından kurulmuştu.
Banka, şu anda sermaye olarak Avrupa'nın 7'nci en büyük bankası olarak biliniyor. Yaklaşık 120 bin kişinin çalıştığı bankanın, 22.5 milyon müşterisi bulunuyor
Şirket, net satışlarını 614 milyon YTL'ye çıkardı
İSTANBUL - Aselsan, bu yıl 557 milyon dolar ciro hedefliyor.
Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin İMKB'ye yaptığı açıklamada, 2007 yılını başarıyla tamamlayan şirketin 2006'da 489 milyon YTL (341 milyon dolar) olan net satışlarının 2007'de, geçici kurumlar vergisi kapsamında açıklanan gelir tablosuna göre yüzde 18 (dolar bazında yüzde 33) oranında artırarak 578 milyon YTL (454 milyon dolar), kurumlar vergisine esas gelir tablosuna göre ise yüzde 26 civarında (dolar bazında yüzde 40) artırarak 614 milyon YTL (478 milyon dolar) olarak gerçekleştirdiği bildirildi. Açıklamaya göre Aselsan, 2008 yılı için ciro hedefini 557 milyon dolar olarak belirledi.
ABD'de İhracat fiyatları 1989 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı
WASHINGTON - ABD'de Ocak ayında ithalat fiyatı yüzde 1,7 artış gösterirken ihracat fiyatı da yüzde 1,2 oranında arttı.
ABD Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, Ocak ayında ihracat fiyatlarında yaşanan artış, Ocak 1989 yılından bu yana en yüksek rakam oldu. Ekonomistler, Ocak ayında ithalat fiyatının yüzde 0,4, ihracat fiyatını da yüzde 0,3 oranında artmasını öngörüyorlardı. İthalat fiyatında yaşanan artışın nedeni olarak petrol ve anahtar niteliğindeki gıda fiyatlarındaki yükseliş gösterildi. Ocak ayında ABD'nin ithal ettiği petrol yüzde 5,5, 12 aylık ortalamada yüzde 66,9 oranında artış gösterdi. 12 aylık ortalamada görünen bu artış 2004 yılından bu yana yaşanan en yüksek artış oldu.
Garanti Bankası GM Özen, Banka'nın 2007 performansının değerlendirildiği basın toplantısında görüşlerini bildirdi
İSTANBUL - Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, 2008'de YTL kredilerinde yüzde 30 ve döviz kredilerinde yüzde 40 büyüme öngördüklerini, kar rakamlarını da yüzde 30-35 arttırabileceklerini bildirdi.
Garanti Bankası'nın 2007 performansının değerlendirildiği basın toplantısında konuşan Özen, geçen yıl 52 milyar YTL kredi portföyü ile Türkiye'nin en çok kredi veren bankası olduklarını, toplam tüketici kredilerinde yüzde 14,3 pazar payına sahip bulunduklarını belirterek, bankanın 2007'de konsolide net karının önceki yıla göre yüzde 108 artışla 2 milyar 421 milyon 756 bin YTL'ye yükseldiğini kaydetti.
Özen, Garanti'nin konsolide aktif büyüklüğünün 76 milyar 148 milyon 493 bin YTL seviyesine ulaşırken, nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla ekonomiye yapılan desteğin yüzde 32 artarak 51 milyar 893 milyon 31 bin YTL'ye çıktığını söyledi. 61 yıllık tarihlerinin en başarılı sonuçlarını elde ettiklerini belirten Özen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2007 yılında kredilerde sektör ortalamasının çok üzerinde büyüdük. YTL kredileri yüzde 33, yabancı para kredileri dolar bazında yüzde 60, gayri nakdi kredileri ise yüzde 28 arttırarak ülke ekonomisine 52 milyar YTL'lik finansman desteği sağladık. Nakdi ve gayri nakdi krediler toplamında sektör lideri olduk. Özsermaye karlılığı tek seferlik gelirler hariç yüzde 27,4 seviyesinde gerçekleşirken, aktif karlılık yüzde 2,5'e yükseldi."
Özen, 2007'de Türkiye'nin en çok şube açan bankası olduklarını, geçen yıl 106 şube açarak 606 şubeye ulaştıklarını, 2007'de çalışan sayısının 2 bin 601 kişi arttığını, bu yıl ise 2 bin 500 kişi almayı planladıklarını, böylece 17 bin kişi olacaklarını söyledi.
"Kredi problemleri ciddi şekilde devam edecek"
Ergun Özen, bir gazetecinin "GE'nin yatırdığı parayı neredeyse 2,5 yılda çıkardığı gibi bir tablo var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine memnun olduklarını düşündüğünü ifade ederek, "Herkes memnun diye düşünüyorum. Küçük yatırımcı da memnun, kontrol eden Doğuş-GE de memnun" dedi. Kamunun fonlarını özel sektör bankalarının da alabilmesi gerektiğini belirten Özen, 2008 beklentilerine ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi;
"2008'de YTL kredilerimizde yüzde 30, döviz kredilerimizde yüzde 40 büyüme öngörüyoruz, kar rakamımızı yüzde 30-35 arttırabileceğimizi düşünüyoruz. Yurt dışındaki şeffaflık probleminin devam ettiğini düşünüyorum. Krizin adını doğru koymak lazım. İnsanlar ne kadar sermaye ihtiyacı olduğunu bilmiyor. Kredi problemlerinin uluslararası piyasalarda ciddi şekilde devam edeceğini düşünüyorum."
Özen, "2008 hedefleri iddialı değil mi?" sorusu üzerine bu yıla ilişkin planlarını yaparken ayaklarını yere basarak bu planı gerçekleştirdiklerini, bu planı yurt dışındaki çalkantının devam edeceğini öngörerek yaptıklarını ve planın arkasında olduklarını söyledi.
Özen, "Yüzde 30-35 kar artışı, yüzde 30 YTL kredileri ve yüzde 40 döviz kredileri artışımızın hala arkasındayız. Bunun için çalışacağız. Çok ihtiyatlı bir iyimserliğe hepimizin bürünmesi gerektiği kesin. 'Bize bir şey olmaz' yaklaşımı son derece yanlıştır. Bize bir şeyler olmaktadır. Neler olmaktadır diye baktığım zaman, Türkiye'nin son yıllara oranla daha az büyüyeceği ortada. 'Bize bir şey olmaz'ı bir kenara bırakalım" diye konuştu.
Cari işlemler açığı probleminin devam ettiğini düşündüğünü ifade eden Özen, "Karlılık rakamı düşse düşse yüzde 30'a düşer, daha aşağısını zaten kimsenin kabul etmemesi gerekiyor. Hissedarlarımızın da kabul edeceğini düşünmüyorum" dedi.
"Bölgesel banka olmada aksama yok"
Özen, Doğuş ile GE'nin Romanya'da ortaklığının perçinlendiğini ifade ederek, ''Garanti Bankası önümüzdeki günlerde o yapıya oradaki bankasıyla birlikte ortak olmayı düşünüyor. Şu ana kadar bölgesel banka olma yolundaki planlarımızda bir aksama yok'' dedi. BBDK'nın bankaların 2007 karlarının temettü olarak dağıtılmaması önerisinin hatırlatılması üzerine de Özen, temettü konusunu önümüzdeki yönetim kurulu toplantısında ele alacaklarını, bu öneriyi gerek yönetim gerek hissedarların dikkate alacağını söyledi.
Cari işlemler açığının ekonominin yumuşak karnı olduğunu, son yıllarda cari işlemler açığı finansmanında çok iyi gelişmeler bulunduğunu, bunun finansmanı içerisinde kısa vadeli borçların payının sürekli azaldığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan özen, cari işlemler açığının finanse edildiğini, finansmanın kalitesinin arttığını kaydetti. KOBİ'lerde bir milyon müşteriyi yakaladıklarını bildiren Özen, tutsat (Mortgage) konusunda daha işin çok başında bulunulduğunu, yurt dışındaki krizi, tutsat krizini doğru anlamak gerektiğini söyledi.
Gerçek bankacılığın kredi vermeyle olduğunu belirten Özen, ''Garanti Bankası olarak 'tutar' da birinciyiz. Bilanço içerisindeki payda da birinciyiz. Garanti Bankası bilançosunun yüzde 58'i kredilerdir'' dedi.
İngiltere, Northern Rock'u kamulaştırıyor
18 Şubat, 2008 10:31:00 (TSİ)
|
|
İngiltere dün, mortgage sorunları nedeniyle sıkıntıdaki Northern Rock bankasını kamulaştırma kararı aldı. Böylece bankaya özel sektörden bir alıcı bulmak için beş aydır sürdürülen çabalar sona erdi. Bankanın hisseleri bugün geçici olarak işleme kapatıldı.
Northern Rock'un "geçici olarak" devletleştirilmesine ilişkin yasal düzenleme, hükümet tarafından acil şekilde Avam Kamarası'na gönderildi.
Hükümetin Avam Kamarası'na, bankanın devletleştirilmesiyle ilgili olarak gönderdiği acil yasal düzenlemenin bugün kabul edilerek önümüzdeki günlerde uygulamaya sokulması ve bankanın en kısa süre içinde devletin yönetimine girmesi bekleniyor.
Maliye Bakanı Alastair Darling, devletleştirme kararının özel sektörden gelen iki ciddi teklifin bankanın gerçek değerini karşılamaması sonucunda alındığını belirtti.
Gelişmeleri değerlendiren ana muhalefetteki Muhafazakar Parti'nin Gölge Maliye Bakanı George Osborne, devletleştirme planının büyük bir başarısızlıkla ortaya konulduğunu, sürecin yanlış yönetildiğini belirterek, Muhafazakar Parti'nin gelişmelere tümüyle karşı olduğunu ifade etti.
Bankayla ilgili devletleştirme kararının, bir grup hisse senedi sahibi tarafından mahkemeye götürülmesi olasılığının da gündemde olduğu belirtiliyor.
Grup sözcüsü Roger Lawson, hisse senedi sahiplerinin, hükümet tarafından oluşturulacak bir kurulun kararlaştıracağı belli oranlarda tazminat alma hakları bulunmasına rağmen, hukuksal mücadele başlatmak için iyi sebepleri bulunduğunu savundu.
İngiltere bütçesine 100 milyar sterlin yük
Bankanın satılması için aranan özel alıcının bulunamaması sonucunda gündeme gelen devletleştirme operasyonu, bugün İngiliz basınında büyük yankı uyandırdı.
Büyük bir İngiliz bankasının devletleştirilmesi yolunda alınmış modern zamanların bu türdeki ilk kararı olduğuna dikkat çekilen devletleştirme kararı, İngiltere devlet bütçesine 100 milyar sterlin yük getirecek.
The Independent gazetesi, devletleştirme kararını, "Northern Rock, Birleşik Krallık LTD'nin oluyor" başlığıyla duyurdu.
Günlük ekonomi gazetesi Financial Times da, gelişmelere geniş yer ayırırken, hükümetin kararının vergi mükelleflerinde büyük öfke yarattığını duyurdu.
Devletleştirmeye varan krizin tarihi
Daha geçen yılın 25 Temmuz tarihine kadar göstergelerin tümünün ''çok pozitif bir gidişe" işaret ettiğini, 2007 yılının ilk yarısında satılan mortgage kredilerinin miktarının, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47 artarak 10.7 milyar sterline ulaştığını duyuran Northern Rock yönetimi, ilk olarak 9 Ağustos 2007'de etkilerini Fransız Bankası BNP Paribas'ın üzerinde gösteren küresel kredi krizinin çekim alanına geçen eylül ayının ortalarında girdi.
BBC, 13 Eylül 2007'de Northern Rock yönetiminin İngiltere Merkez Bankası'na acil finansal destek başvurusu yaptığını ve bu desteği aldığını duyururken, bir gün sonra açıklama yapan Northern Rock yönetimi, küresel piyasada yaşanan olağanüstü koşulların kendilerini bu adıma zorladığını, ancak endişe edilecek bir durum olmadığını bildirdi.
Ancak bu açıklama, ekonomi çevrelerini ve en önemlisi bankanın müşterilerini rahatlatmaya yetmedi ve Northern Rock'ın borsadaki hisseleri yüzde 32 oranında geriledi.
Bu durum bankanın güvenilirliğini de düşürürken, şubeler önünde, Northern Rock'daki hesaplarını kapatmak isteyen müşterilerin oluşturduğu uzun kuyruklar görülmeye başlandı.
Bir süre sonra şubelere yönelik hücum büyüdü ve bankanın internet hizmeti veren bölümü ile telefon santrali aşırı yüklenme sonucu çöktü.
Northern Rock için sonun başlangıcı sayılan bu gelişmenin ardından, devlet yetkililerinin tasarruf sahiplerini rahatlatmaya yönelik açıklamaları ve verdikleri teminatlar da yetersiz kaldı. 76 şubeye hücum eden müşterilerin paralarını çekmesiyle bankanın borsadaki hisselerinde yüzde 40'lık bir değer kaybı daha oluştu.
Gelişmelerin ülkedeki bütün bankacılık sistemini etkilemesine ilişkin hükümet ve ekonomi çevrelerinde ortaya çıkan endişeler üzerine hükümet, Maliye Bakanı Alastair Darling aracılığıyla, mevduat sahiplerinin her kuruşunun devlet koruması altında olduğuna dair açıklamayı yaptı.
Eylül ayı ortalarında yapılan bu açıklamanın ardından İngiliz Merkez Bankası, bankalar arasındaki borçlanmanın maliyetinin düşürülebilmesi için piyasaya 10 milyar sterlin enjekte etme kararı verdi.
Aylar süren, bankayı ayakta tutma mücadelesinin ardından bankaya özel bir alıcı bulma çabalarına girişildi. Hükümet, bu çabaların başını çekerken, ocak ayı ortalarında BBC bu kez de, Northern Rock'ın kamulaştırılmasına ilişkin bir planlama içinde olduğunu duyurdu.
Başbakan Brown ise bankaya özel alıcı bulma çabalarının sürdüğü yolundaki ısrarlı açıklamalarını sürdürdü. Brown, bankanın kamulaştırılması ihtimalini de tümüyle reddetmedi.
Bu açıklamayla bankanın kamulaştırılması kararının açıklanması arasında geçen yaklaşık bir aylık süre içinde de Northern Rock'a alıcı çıkmayınca İngiltere hükümeti, dün bir açıklama yaparak kamulaştırma kararını teyit etti.
|
|
Unakıtan, CHP'li Erten'in soru önergesini yanıtladı
ANKARA - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, finansal kiralama işlemlerindeki düşük vergi uygulamasına, vergide eşitlik ve adalet ilkesini zedelediği gerekçesiyle, 30 Aralık 2007'de son verildiğini belirtti.
CHP İzmir Milletvekili Abdurrezzak Erten'in soru önergesini yanıtlayan Unakıtan, ilgili kararnamenin yayınladığı 2007'ye kadar, finansal kiralama işlemlerinde, KDV'nin yüzde 1 olarak uygulandığını bildirdi.
Finansal kiralama yöntemiyle yapılan satışların, prensip olarak vadeli satışlardan bir farkı bulunmadığına işaret eden Unakıtan, ''Dolayısıyla aynı ürünü finansal kiralama yoluyla alanlar, bu yöntemle almayanlara göre hem oran hem de vade farkı nedeniyle büyük avantajlar sağlamaktaydı'' dedi.
Bakan Unakıtan, yatırım amaçlı ürünler yerine, doğrudan tüketime yönelik ürünlerin de finansal kiralama yoluyla satın alındığı, dolayısıyla sistemin kötüye kullanıldığı bilgisine ulaşıldığını ve teşvik için öngörülen düzenlemenin vergide eşitlik ve adalet ilkesini zedelediğinin anlaşıldığını ifade etti.
Sistemin yerleştirilmesi amacıyla geçici olarak getirilen finansal kiralama işlemlerindeki düşük vergi uygulamasına, 30 Aralık 2007'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, kazanılmış olan hakları korumak kaydıyla son verildiğini anımsatan Unakıtan, Devlet Yardımları Hakkında Kanun uyarınca, Hazine Müsteşarlığınca düzenlenen teşvik belgeleri kapsamındaki makine ve teçhizat teslimlerinin KDV'den istisna edildiğini kaydetti.
Türkiye, maden zengini
19 Şubat, 2008 11:10:00 (TSİ)
|
|
Türkiye, maden kaynakları açısından 132 ülke arasında çeşitlilikte 10'uncu sırada
|
MTA'nın 'görünür maden rezervleri' araştırma raporuna göre, Türkiye'de toprak altında yaklaşık 50 milyar ton civarında, 'ticarete konu' 49 ayrı cins ve özellikte maden bulunuyor.
Bu yönüyle Türkiye, maden kaynakları açısından 132 ülke arasında üretim itibarıyla 28'inci, çeşitlilikte ise 10'uncu sırada yer alıyor. Ayrıca dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77'si Türkiye'de bulunuyor.
MTA'nın muhtemel rezerv araştırmalarına göre Türkiye'de yeraltındaki en yüksek maden rezervi, 15.8 milyar tonla dolomit madenine ait bulunuyor.
İçinde kalsiyum karbonat (caco3) ve sodyum karbonat (na2co3) barındıran ve bu özellikleri yüzünden cam ve seramik endüstrisinin vazgeçilmezleri arasında yer alan dolomit, nadir ve çok değerli bir kireç taşı olarak biliniyor.
Bunun yanı sıra Türkiye'de 13.9 milyar ton mermer, 8.3 milyar ton iyi kalitede linyit kömürü, 5.7 milyar ton kaya tuzu, 1.2 milyar ton ısı kalitesi yüksek taşkömürü, 1.8 milyar ton bor, 1.5 milyar ton da ponza taşı rezervi bulunuyor.
Türkiye'de ayrıca 1.9 milyar ton da blister bakır cevheri bulunuyor.
Toplam 49 ayrı cins maden cevherinin bulunduğu yeraltı maden kaynaklarının bugünkü piyasa değerinin ise yaklaşık 2.5 trilyon dolar civarında olduğu sektöre yakın kaynaklar tarafından ifade ediliyor.
MTA'nın araştırmasına göre yeraltında bulunan diğer madenler arasında, 29.6 milyon ton asbest, 82 milyon ton asfaltit, 35 milyon ton barit, 251 milyon ton bentonit, 1 milyar 641 milyon ton bitümlü şist, 88 milyon ton boksit, 3.8 milyon ton civa, 380 bin ton toryum, 233 milyon ton trona, 9 bin 137 bin ton uranyum, 345 milyon 158 bin ton zeolut ve 3 milyon 725 bin ton da iyi kalite zımpara taşı bulunuyor.
Altın ve gümüş rezervi
Bu arada araştırmalar, Türkiye'de 600 ton altın ve 6 bin 62 ton da gümüş rezervi bulunduğunu gösteriyor.
Bunun yanı sıra 239 milyon ton felspat, 70 milyon ton fosfat kayası, 25 bin ton krom, 86 ton kurşun, 2 milyon 270 bin ton kuvarsit, 626 bin kükürt, 1 milyon 483 bin ton lületaşı, 4 milyon 560 ton da manganez bulunuyor
Sabancı Holding, Beksa hisselerini satacak
19 Şubat, 2008 10:27:00 (TSİ)
|
|
Sabancı Holding, şirket portföyünde yer alan Beksa Çelik hisse senetlerinin tamamının NV Bekaert SA firmasına satışına ilişkin niyet anlaşması imzalandığını bildirdi.
Sabancı Holding'ten İMKB'ye gönderilen açıklamada, şirket portföyünde yer alan 79.999,92 YTL nominal değerdeki (yüzde 50 oranında) Beksa Çelik Kord Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin hisse senetlerinin tamamının, NV Bekaert SA firmasına satışına ilişkin niyet anlaşmasının dün imzalandığı bildirildi.
Hisse devir anlaşmasına göre, belirlenen hisse değerinin 40.302.875 euro olduğu belirtilen açıklamada, hisse senetlerinin devrinin alınacak izinler sonrasında
Çin'de son 11 yılın en yüksek enflasyonu
19 Şubat, 2008 10:12:00 (TSİ)
|
|
Çin'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ocak ayında yüzde 7.1 arttı. Bu, Çin'de 1997 yılından bu yana görülen en yüksek enflasyon oranı oldu.
Çin'de en son Aralık 1996'da yüzde 7.0 oranında enflasyon görülmüştü.
Çin Bankası (Bank of China) tarafından daha önce yapılan tahminlerde, ocak ayında yüzde 7.5 veya daha yüksek enflasyon beklentisi ifade edilmişti.
Devlet İstatistik Bürosu'nun verilerine göre, gıda fiyatları geçen yılın aynı dönemine oranla 18.2, tahıl fiyatları 5.7 ve yemeklik yağ fiyatları yüzde 37.1 arttı.
Çin'de geçen yılın ikinci yarısında TÜFE'deki artışın başlıca unsuru olarak görülen domuz etinin fiyatı ise ocak ayında yüzde 58.8 arttı.
Çinli ekonomistler, enflasyondaki artışın gerekçesi konusunda farklı görüşler ileri sürdü. Devlet İstatistik Bürosu Başekonomisti Yao Cingyüen, bir süre önce ülkenin çeşitli bölgelerinde yaşanan son 50 yılın en ciddi kar felaketini enflasyonun başlıca unsurları arasında gösterirken, Pekin Üniversitesi'nde Prof. Song Guoçing ise kar felaketinin ocak ayındaki enflasyona etkisinin sınırlı olduğunu ve kar felaketinin etkisinin uzun vadede görüleceğini kaydetti.
Song, Şinhua haber ajansı tarafından yayınlanan yorumunda, enflasyonun gerekçesi olarak yükselen para arzını gösterdi. Çinli ekonomist, faiz oranlarını artırma dahil alınan önlemlerin yetersiz kaldığını öne sürdü.
Song, Çin'in ticaret fazlasındaki artışın yavaşlamasına rağmen, sıcak para akışının sürdüğüne ve daha çok hisse senetleriyle borsaya yöneldiğine dikkati çekerek, para tedariki hesaplanırken bu unsurun gözönünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.
Borsa 2. seansa 253.77 puan artışla başladı
19 Şubat, 2008 12:12:00 (TSİ)
|
|
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi ikinci seansa, önceki kapanışa göre 253.77 puan artarak 45 bin 712 puandan başladı.
Hisse senetleri, bu seviyede yüzde 0.56 oranında değer kazandı.
İMKB'de birinci seansın seyri...
Endeks, dünkü ikinci seans kapanışına göre 282.76 puan azalarak günün ilk yarısını 45 bin 458 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 0.62 oldu.
Dün 45 bin 741 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 87.56 puan azalarak 45 bin 654 puandan başladı.
İlk yarıyı 45 bin 482 puandan geçen endeks, en düşük 45 bin 48 puan olurken, en yüksek 45 bin 796 puanı gördü.
Seans sonunda mali endeks 686.89 puan azalarak 66 bin 674 puana, sanayi endeksi 17.16 puan azalarak 34 bin 624 puana, hizmetler endeksi 43.87 puan azalarak 30 bin 589 puana geriledi.
Böylece önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 1.02 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 0.05 oranında, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0.14 oranında değer kaybetti.
Birinci seansta işlem gören toplam 318 hisse senedinden 99'u değer kazandı, 143'ü değer kaybetti, 76 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.
Birinci seansta 688 milyon 573 bin 245 YTL'lik işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri Garanti Bankası, İş Bankası (C), Yapı ve Kredi Bankası, Goldaş ve Akbank olarak belirlendi.
Kapalıçarşı'da döviz...
İstanbul serbest piyasada dolar 1,1930 YTL, euro 1,7480 YTL'den güne başladı.
Kapalıçarşı'da 1,1900 YTL'den alınan dolar 1,1930 YTL'den satılıyor. 1,7450 YTL'den alınan euronun satış fiyatı ise 1,7480 YTL olarak belirlendi.
Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,1940 YTL, euronun satış fiyatı ise 1,7480 YTL olmuştu.
|
|
|
20.02.2008
Vergi borçları 18 ayda ödenebilecek
İhtilaflı kamu alacaklarının tahsili amacıyla mükelleflere bir kez daha uzlaşma imkanı tanıyan yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Kanuna göre, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, uzlaşma talep edilmesi ve uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi, resim, harçlar, fon payları ile bunlara bağlı vergi cezalarının ve yapılan uzlaşma tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizlerinin, ilk taksit uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarihi takip eden aydan başlaması ve 18 ayda 18 eşit taksitte, taksit tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde 2 oranında hesaplanacak faiziyle birlikte tamamen ödenmesi şartıyla uzlaşmaya konu tutardan kalan alacakların tahsilinden vazgeçiliyor.
Vergi ziyaı cezası 3 kat (iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük cezaları ve il özel idare ile belediyelere ait vergi resim ve harçlar uzlaşma kapsamı dışında tutuldu.
Mükelleflerin düzenlemeden yararlanabilmeleri için; tarh edilen vergi, resim, harçlar ve fon payları ile kesilen cezalara karşı dava açmamaları, açılmış davalardan uzlaşma tutanağını imzaladıkları tarihte vazgeçmeleri şartı aranacak.
Ecrimisil alacakları
Kanun, Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin, 1 Temmuz 2007 tarihinden önce ilgilisine tebliğ edildiği halde ödenmemiş olan ecrimisil alacaklarının, ilgilisinin yazılı başvurusu üzerine, takdiri yapan komisyonlarca yeniden tespit edilmesini öngörüyor. Tespit edilen bedelin kabulü, varsa ecrimisil veya takip işlemlerine karşı açılmış davalardan vazgeçilmesi koşuluyla alacağın yeniden yapılandırılmasına imkan sağlanıyor.
1 Temmuz 2007 tarihinden önce ilgilisine tebliğ edildiği halde ödenmemiş olan ecrimisil alacaklarının, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar ilgilisinin yazılı başvurusu üzerine, takdiri yapan komisyonlarca yeniden tespit edilerek, tespit edilen bu bedelin kabulü, varsa ecrimisil veya takip işlemlerine karşı açılmış davalardan vazgeçilmesi koşuluyla yeniden yapılandırılacak.
Uzlaşılan bedelin, talep edilmesi halinde, ilk taksidi uzlaşma tutanağının düzenlendiği ayı takip eden aydan başlamak üzere 18 ayda 18 eşit taksitte, taksit tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde 2 oranında hesaplanacak faiziyle birlikte tamamen ödenebilecek.
Ödenecek alacaklara, süresinde ödeme yapıldığı müddetçe herhangi bir zam veya faiz uygulanmayacak.
Bankalarla uzlaşma
Kanun, bankalara da davalarından vazgeçmeleri şartıyla uzlaşma imkanı sağlıyor.
Buna göre, uzlaşmanın sağlanması için, bankalarca ihtilaf konusu yapılan zararların yüzde 65'ini 2001 yılına ait kurum kazancının tespitinde geçmiş yıl zararı olarak dikkate alınacak ve izleyen yıllara ait kurumlar vergisi matrahının da bu şekilde bulunan zarar tutarı esas alınarak düzeltilecek.
Motorlu taşıtlar vergisi
1 Ocak 2004 ile 31 Aralık 2007 tarihleri arasında tahakkuk ettirilen Motorlu Taşıtlar Vergisinin gecikme zammından vazgeçiliyor. Ancak bu, dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve verginin 30 Haziran 2008 tarihine kadar ödenmesi halinde mümkün olacak. Daha önce ödenen gecikme zamları, mükellefin yazılı başvurusu üzerine iade edilecek.
Ayrıca, borçlarını ödeyemez duruma gelen spor kulüplerinin, kaldırılan Federasyonlar Fonuna olan borçlarının tasfiyesine de imkan getiriliyor.
Görüşmeler 11 saat sürdü
Tasarının Genel Kuruldaki görüşmeleri 11 saat sürdü.
Milletvekilleri, Liverpool-İnter arasında oynanan Şampiyonlar Ligi 2. tur ilk maçını, kulislerdeki televizyonlardan izlediler. Gecenin ilerleyen saatlerinde, milletvekillerine meyve ikramı yapıldı.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener, tasarının tümünün oylamasına 318 milletvekilinin katıldığını, 298 kabul, 20 ret oyu kullanıldığını açıkladı.
|
|
|
Kaynak : AA
|
ABD'de mortgage başvuruları düştü
ABD'de tutsat (mortgage) kredisi başvuruları geçen hafta, yılbaşından bu yanaki en düşük düzeyine geriledi.
Mortgage Bankaları Birliği verilerine göre, tutsat kredisi başvuruları, 15 Şubatta yüzde 22,6 oranında geriledi.
Bu arada, 30 yıl vadeli tutsat faiz oranları da yüzde 6,09'a yükseldi.
|
|
20.02.2008
|
Benzinin litre fiyatı 4 kuruş arttı
Akaryakıt ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı 4 YKr, kalorifer yakıtı olarak bilinen 4 numaralı fuel oilin litre fiyatı ise 3-4 YKr arttı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, bugünden geçerli yeni ayarlama ile Ankara ve İzmir'de BP, OPET, PO ve Shell bayilerinde 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı 3,15 YTL'den 3,19 YTL'ye yükseldi.
İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakalarında ise 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı, söz konusu dağıtım firmalarının bayilerinde 3,16 YTL'den 3,20 YTL'ye çıktı.
Kalorifer yakıtının litre fiyatı da Ankara'da 1,73 ile 1,75 YTL, İstanbul'da 1,70 ile 1,71 YTL, İzmir'de ise 1,70 YTL ile 1,72 YTL arasında satılmaya başladı.
Dağıtım firmalarının belirlediği tavan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle, şirketler ve ürün çeşitlerine göre küçük çaplı değişiklikler gösteriyor.
|
|
20.02.2008
|
Kaynak : AA
|
FED 2008 için büyüme beklentisini düşürdü
Amerikan Merkez Bankası (FED), ABD ekonomisi için 2008 yılı büyüme beklentisini düşürdü.
FED'in 29-30 Ocak tarihlerinde yaptığı toplantıya ilişkin tutanaklara göre, Ocak ayındaki agresif faiz indirimine karşın banka yönetim kurulu üyeleri, ekonominin gerilemeyle karşı karşıya kalabileceği endişesini dile getirdi.
Tutanaklarda, konut sektöründe hiçbir istikrar işareti görülmediği ve mali koşulların da istikrara kavuşmadığına dikkat çekilerek, büyümeye ilişkin risklerin halen devam ettiği vurgulandı.
Tutanaklara göre, FED bu yıl için Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 1,3 ile yüzde 2 arasında büyüyeceği öngörüsünde bulundu.
Daha önceki tahminlerde yüzde 1,8 ile yüzde 2,5 arasında büyüme öngörülmüştü.
Öte yandan FED, ABD'deki işsizlik rakamlarına ilişkin tahminlerini de değiştirdi.
Buna göre, bu yıl için işsizlik oranının yüzde 5,2 ile yüzde 5,3 arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Daha önceki tahminlerde bu oran yüzde 4,9 olarak öngörülmüştü.
FED 2008 yılı için çekirdek enflasyonun yüzde 2,1 ile yüzde 2,4 arasında gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
Banka önümüzdeki yıl için de büyümenin bir parça artacağını, enflasyonun ise ılımlı olacağını tahmin ediyor.
|
|
21.02.2008
|
Kaynak : AA
|
Fransa'da enflasyon rekor düzeyde yükseldi
Fransa'da Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon, son 11 yılın en yüksek düzeyine çıktı.
Fransa Ulusal İstatistik verilerine göre, Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 3,2 olarak gerçekleşti.
Bu arada ekonomistler, yüksek enflasyonun, geçim koşullarının zorlaşması sonucu, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin popüleritesini azaltacağını vurguluyor.
|
|
21.02.2008
|
Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6.54
Merkez Bankası tarafından düzenlenen beklenti anketine göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6,54'e yükseldi.
Merkez Bankası, Şubat ayı ikinci dönem beklenti anketi sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, yıl sonu enflasyon beklentisi, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bazında yüzde 6,54 oldu.
Şubat ayının birinci anketinde yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6,47 idi.
|
|
21.02.2008
|
Cari açık beklentisi 41 milyar 856,3 milyon dolara çıktı
Yıl sonu cari işlemler dengesinde meydana gelecek açık beklentisi, 41 milyar 856,3 milyon dolara çıktı. Cari açık beklentisi 40 milyar 783,2 milyon dolar düzeyindeydi.
Merkez Bankası tarafından her ay iki kez düzenlenen Beklenti Anketinin Şubat ayı ikinci dönem sonuçları açıklandı.
Buna göre, iki ay sonrasına ait tüketici fiyatları endeksinde (TÜFE), Şubat ayının ilk anketinde yüzde 0,74 olan beklenti, son anketinde yüzde 0,75'e çıktı.
Dönemler itibarıyla beklentiler, yüzde 6,47 olan yıl sonu TÜFE yüzde 6,54'e yükselirken, 12 ay sonrasının yıllık yüzde 6 olan TÜFE'de yüzde 5,99'a geriledi.
Yüzde 0,60 olan gelecek ayın TÜFE beklentisinde değişiklik olmaz iken, cari ay TÜFE beklentisi yüzde 0,54'den yüzde 0,55'e, 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi de yüzde 5,17'den yüzde 4,20'ye çıktı.
Gelecek 3. ayın altı aylık hazine bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 15,93'den yüzde 16,01'e, gelecek 12. ayın altı aylık hazine bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 14,83'den yüzde 14,84'e yükseldi.
Gelecek 3. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi tahvil ihalesi bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 16,02'den yüzde 16,18'e, gelecek 12. ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi tahvil ihalesi bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 14,87'den yüzde 14,88'e çıktı.
Ay sonu dolar kuru beklentisi, Şubat ayının son anketinde 1,1936 YTL'den 1,2013 YTL'ye, yıl sonu dolar kuru beklentisi de 1,2865 YTL'den 1,2881 YTL'ye yükseldi. Gelecek 12 ay sonunda dolar kuru beklentisi ise 1,3071 YTL'den 1,3152 YTL'ye çıktı.
|
|
21.02.2008
|
Kaynak : AA
|
Petrol fiyatları 98 doların üstünde
22 Şubat, 2008 13:04:00 (TSİ)
|
|
Uluslararası ham petrolün varil fiyatı 98 doların üstünde seyrediyor.
ABD'nin stok artırma çabasıyla, hafta içinde 101 doları gören ham petrol fiyatları, dün gerilerken, bugün ise biraz yükseldi.
ABD ham petrolünün nisan ayı varil teslim fiyatı, 22 centlik yükselişle 98.45 dolara çıktı.
Brent türü Kuzey Denizi ham petrolünün varil fiyatı da 43 centlik artışla, 96.67 dolar düzeyinden işlem görüyor
"İlaç katılım payları 9 aydır ödenmiyor"
22 Şubat, 2008 12:02:00 (TSİ)
|
|
Saydan: ''Ödeme eczaneye aktarılmıyor. Bu paralar nereye gidiyor belli değil''
|
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) teslim edilen emeklilerin eczane faturalarındaki ilaç katılım paylarının ''9 aydır ödenmediğini, bu ödemelerin takibinin sağlanmasına yönelik hiçbir düzenleme de yapılmadığını'' öne sürdü.
Saydan, SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı emeklilerinin ilaç katılım paylarının maaştan kesilmesi uygulamasının, geçen yıl haziran ayında yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan düzenlemeyle de devam ettirildiğini hatırlattı.
Saydan, "Emeklilerin maaşlarından kesilerek tahsil edilmesi gereken yüzde 10'luk ilaç katkı paylarının büyük bölümü 9 aydır ödenmiyor" diye konuştu.
"2007 Haziran dönemi reçetelerine ait faturalar devredilen kurumlara eczanelerce ayrı ayrı fatura edilmek yerine reçete grubuna göre düzenlenerek teslim edilmeye başlamıştı" diyen Saydan, "Bu uygulamanın başlamasından önce devredilen kurumlara teslim edilen fatura bedelleriyle ilaç katılım paylarının hangilerinin eczane hesaplarına aktarıldığını, hangilerinin ödenmediğini ve ne kadarlık kesinti yapıldığını sağlıklı bir şekilde takip edemediğimiz için bilemiyoruz" dedi.
Bu ödemelerin takibinin sağlanmasına yönelik hiçbir düzenleme yapılmadığını, gerekli sistem kurulamadığı için eczanelerin ilaç katkı payından kaynaklanan ne kadarlık alacağı olduğunun SGK tarafından bile bilenemediğini öne süren Saydan, "Kurumlar birleşmeden önce de ilaç katılım paylarını sağlıklı bir şekilde takip edemiyorduk. Birleşmeden sonra ise hem takip etmemiz imkansızlaştı hem de ödemeler gecikti. Yaşanan bu aksaklıkların bir an önce giderilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Hak sahiplerinin internet üzerinden hangi eczaneden hangi tarihte ilaç aldıklarını, bunun için kesinti yapılıp yapılmadığını takip edebildiklerini belirten Saydan, "Hak sahibinin kişisel bilgileri üzerinden sorgulama yaptığımızda ilaç katkı payı kesintisinin yapıldığını görebiliyoruz ama bu ödeme eczaneye aktarılmıyor. Bu paralar nereye gidiyor belli değil" iddiasında bulundu.
Eczanelerin düşük kar oranları ve kendi öz kaynaklarıyla ayakta kalmaya çalıştığını kaydeden Saydan, SGK'nın internet sitesindeki sağlık ödemeleriyle ilgili bilgi sorgulama sisteminde, hangi faturaya ait olduğu bilgisi de dahil, eczanelerin ilaç katılım paylarının ve fatura bedellerinin yatırılıp yatırılmadığının detaylı takibine yönelik düzenleme yapılması ve şimdiye kadar ödenmeyen katılım paylarının ödenmesi gerektiğini söyledi.
Kara harekatı piyasaları etkilemedi
22 Şubat, 2008 17:12:17 (TSİ)
|
|
Genelkurmay Başkanlığı'nın Kuzey Irak'a sınır ötesi kara harekatın başlatıldığını açıklaması, borsa ve doları etkilemedi.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta sadece 0.83 puan artarak 45.592,48 puandan kapandı.
Hisse senetleri ikinci seansta kayda değer bir değişim göstermedi.
İlk seanstaki 854,99 puanlık düşüş dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 854,16 puan geriledi.
Hisse senetlerinin günlük ortalama değer kaybı yüzde 1,84 oldu.
Kapalıçarşı'da döviz...
Piyasanın kapanışı itibarıyla Kapalıçarşı'da 1.2000 YTL'den alınan dolar 1.2020 YTL'den satılıyor. 1.7800 YTL'den alınan euronun satış fiyatı ise 1.7820 YTL oldu.
Serbest piyasada önceki kapanışta 1.2010 YTL olan dolar güne 1.2060 YTL'den, 1.7700 YTL olan euro ise 1.7840 YTL'den başlamıştı.
İMKB'de birinci seansın seyri...
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, dünkü 2'nci seans kapanışına göre 854,99 puan düşerek günün ilk yarısını 45.591,65 puandan tamamladı.
Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 1,84 oldu.
Dün 46.446,64 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 556,83 puan düşerek 45.889,81 puandan başladı.
İlk yarıyı 46.034,59 puandan geçen endeks, en düşük 45.526,13 puana kadar gerilerken, en yüksek 46.290,43 puanı gördü.
Seans sonunda mali endeks 1.482,32 puan düşerek 66.097,52 puana, sanayi endeksi 488,10 puan düşerek 35.571,29 puana ve hizmetler endeksi 388,59 puan düşerek 30.569,18 puana geriledi.
Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 2,19 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 1,35 ve hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 1,26 oranında değer kaybetti.
Birinci seansta işlem gören toplam 318 hisse senedinden 41'i değer kazandı, 242'si değer kaybetti, 35 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.
Birinci seansta 716 milyon 224 bin 110 YTL'lik işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri Garanti Bankası, İş Bankası (C), Aselsan, Yapı ve Kredi Bankası ve Kardemir (D) oldu.
|
|
TOKİ, 2 ayda 8 bin 529 konut satacak
Toplu Konut İdaresi (TOKİ), yaklaşık 2 ay içinde, yapımı tamamlanan veya halen sürmekte olan 8 bin 529 konutu satacak.
TOKİ'den verilen bilgiye göre, konutlardan almak isteyenlerin başvuruları, Nisan sonuna kadar kabul edilecek.
TOKİ?nin alt gelir grupları için İstanbul-Tuzla?da yaptırdığı 984 konuttan almak isteyenler, 11-31 Mart günleri arasında Tuzla Belediyesi?ne başvuracak.
Ayrıca Adana-Seyhan Zincirlibağlar konutlarından almak isteyenlerin başvuruları, 3 Mart-30 Nisan günleri arasında, Kahramanmaraş-Afşin konutlarında almak isteyenlerin başvuruları 26 Şubat-14 Mart günleri arasında, Kayseri-Melikgazi 6. ve 7. Etap konutlarından almak isteyenlerin başvuruları 3 Mart-30 Nisan günleri arasında, Yalova-Hacımehmetli konutlarından almak isteyenlerin başvuruları 26 Şubat-7 Mart günleri arasında ve Zonguldak-Ereğli konutlarından almak isteyenlerin başvuruları 25 Şubat-30 Nisan arasında kabul edilecek.
|
|
23.02.2008
|
Kaynak : AA
|
Piyasalar operasyondan etkilenmeyebilir"
Uzmanlara göre, Türk ekonomisi Kuzey Irak'a düzenlenen kara operasyonundan etkilenmeyebilir, ancak global piyasalarda yaşanan gelişmeler ise ekonomi için daha belirleyici bir unsur olarak öne çıkacak.
Türkiye'nin Kuzey Irak'a operasyonunun Türk ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendiren Merkez Bankası Eski Başkanlarından Gazi Erçel, piyasaların operasyondan fazla etkilenmeyeceğini ifade etti. Bu görüşüne sebep olarak bu türden operasyonların yıllardır sürdüğünü gösteren Erçel, "Dolayısıyla yapılan operasyonlar veya o türden sıcak çatışmalar PKK terörün en fazla tırmandığı zamanlarda bile piyasaları pek fazla etkilenmedi" dedi. Türk finans piyasaları ile global piyasalar arasında güçlü bir bağ olduğunu vurgulayan Erçel, Türk piyasalarının daha çok global piyasalarda ortaya çıkan gelişmelerden etkilendiğine dikkat çekti.
Gazi Erçel, operasyonun süresiyle ilgili olarak ise bu sürecin zaman harcanmadan sona ermesini umduğunu belirterek, piyasaların da operasyonun kısa sürede sona ereceğini beklediğini ifade etti. Operasyonun petrol fiyatlarına olası etkilerine de değinen Erçel şöyle devam etti: "Petrol fiyatları bu türden oluşumlara çok hassastır her zaman. Özellikle Irak, Kerkük çok önemli. Yani Kuzey Irak çok önemli bir petrol yatağı. Bu türden karışıklıklarda arzda bir daralma görülür. Ama iki şeye bakılır: Bir, arzın etkilenip etkilenmeyeceğine, ki etkileneceğini sanmıyorum. İkincisi ise operasyonun süresine bakarlar. Bunu dünya yıllardır Nijerya'da izliyor. Nijerya'da her karışıklıkta petrol fiyatlarında mutlakla bir tırmanış oluyor. Ama zaten fiyatlar şu anda tırmanmış durumda. Bunun daha üstünde tırmanmasını beklemiyorum."
Operasyonun dün gerçekleşen Tekel ihalesi üzerinde de bir etkisi olmadığını vurgulayan Gazi Erçel, bundan önceki ihalede, Tekel'in pazar payının oldukça yüksek olduğu bir zamanda, daha düşük bir fiyat verilirken, şimdi yarı yarıya azalmış bir pazar payında fiyatın çok daha yüksek olduğunu bildirdi. Erçel, "Piyasaların hassas olduğu bir dönem ama görüyorsunuz ki gelişmekte olan bizim gibi ülkelere de fonlar belirli bir ölçüde akmaya devam ediyor. Ben Tekel için verilen fiyatın normal olduğu kanısındayım"
diye konuştu.
Öte yandan konuyla ilgili görüş bildiren Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Veysi Seviğ de, operasyonun Türk finans piyasalarını etkileyecek bir özelliği olmadığını belirtti. Seviğ, "Avrupa Birliği ülkelerinin operasyon hakkında olumsuz, dikkat çekici bir görüşü yok. ABD bu operasyon için olur vermiş durumda. Dolayısıyla Türkiye'nin bu hareketi hem Avrupa Birliği hem de ABD tarafından destek gördüğüne göre, operasyonun özellikle piyasa koşulları üzerinde etkileyici bir pozisyon oluşturması söz konusu değil" dedi. Bunun yanında maliyet açsından operasyona dikkat çeken Seviğ, "Operasyonun mali yükü ve süresi Türkiye açısından ekonomik bir finansman kaynağını gerekli kılabilir. Bu konu ilerde gündeme gelebilir. Ama şu anda bana göre herhangi bir şekilde piyasayı, özellikle Pazartesi günü etkilemesi söz konusu değildir" diye kaydetti.
Türkiye'nin operasyona hazırlıklı olduğunu vurgulayan Veysi Seviğ, "Aşağı yukarı bir senedir bu olayın finansmanını sağlamak üzere bütçe içersinde izlenmesi kolay olmayan bir kaynak artışı vardı. Ama tabi beklenenin üzerinde bir harcama olursa bu Türk halkına herhangi bir şekilde yansıyacaktır. Ya vergi gelirleriyle, ya da devletin yapacağı diğer harcamalarda kısıntı yapılacaktır. Böyle bir yansıma beklenebilir" şeklinde konuştu.
Operasyonun uzun sürmesi halinde de uluslararası sermaye akışının bundan etkilenmeyeceğini belirten Seviğ, "Şu anda Türkiye sıcak paraya en yüksek geliri sağlayan ülke. Bu geliri sağladığı sürece uluslararası sermaye Türkiye'yi terk etmeyi düşünmez. Ama bizden daha fazla gelir sağlayacak bir ülke çıkarsa, o vakit Türkiye'de bir hareketlilik olabilir" diye belirtti. Petrol fiyatlarının da operasyondan etkilenmeyeceini vurgulayan Veysi Seviğ, "Çünkü bu Irak'ın kuzeyinde olan ve sadece belli bir bölgeyi etkileyecek bir operasyon. Dolayısıyla petrol fiyatlarını aniden değişikliğe uğratması düşünülemez" dedi.
Konuşmasında Tekel ihalesine de değinen Seviğ, teklifin "ne fazla ne eksik" olduğunu ifade ederek, "Teklif, Türk piyasası da dikkate alınarak verilmiş bir tekliftir" diye kaydetti.
|
|
23.02.2008
|
Kaynak : İHA
|
Macaristan, serbest dalgalı kur rejimine geçiyor
25 Şubat, 2008 16:45:00 (TSİ)
|
Sürpriz kararının ardından forint, euro karşısında değer kazandı
|
Avrupa Birliği (AB) üyesi Macaristan, Türkiye'nin uyguladığı serbest dalgalı kur rejimine geçmeye karar verdi.
Macaristan Merkez Bankası, 2001 yılından bu yana sürdürülen, ulusal para birimi forint'in, euro karşısında band uygulanması rejiminin sona erdirileceğini bildirdi.
Merkez Bankası, serbest dalgalı kur rejiminin, euroya geçiş ile enflasyon hedeflemesi açısından avantaj sağlayacağını kaydetti.
Macaristan Merkez Bankası'nın bu sürpriz kararının ardından forint, euro karşısında değer kazandı. Ziraat Bankası'nın 2007 net karı 2.3 milyar YTL
25 Şubat, 2008 11:55:00 (TSİ)
|
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, bankanın geçen yılki net karının 2 milyar 351 milyon YTL düzeyinde gerçekleştiğini belirterek, ''Son dört yıldır, sektörde en yüksek karı elde eden banka olma özelliğini koruyoruz'' dedi.
Çağlar, Ziraat Bankası'nın 2007 faaliyetleri ve bu yılki programı hakkında bilgi vermek üzere düzenlediği basın toplantısında, bu yıl tarımsal orta ve büyük boy işletmelere kredi vermeye başlayacaklarını, bu amaçla tarımsal, kurumsal şubeler kuracaklarını bildirdi.
Türkiye'deki bankalarda 73 milyon hesap bulunduğunu belirten Çağlar, bunun 31 milyonunun Ziraat Bankası'nda olduğuna dikkati çekerek, "Hedefimiz herkesi Ziraat Bankası'nda hesap sahibi yapmak" dedi.
Son dört yılda sektörün ortalama yüzde 2.4 karla çalışırken, Ziraat Bankası'nda bunun yüzde 3 olduğuna işaret eden Çağlar, öz kaynak karlılığında ise bu oranın yüzde 35'e ulaştığını belirtti.
Bankacılık sektörünün genel giderlerinin 2002-2007 döneminde 9.8 milyar YTL'den 17.4 milyar YTL'ye yükseldiğini kaydeden Çağlar, Ziraat Bankası'nın bu dönemdeki giderlerinin ise 1.6 milyar YTL'den 1.4 milyar YTL'ye indiğini söyledi.
Bankanın 2 bin 500 personel açığı bulunduğunu ve bu yıldan itibaren bu eksikliği gidermeye çalışacaklarını bildiren Çağlar, bir soru üzerine, İstanbul'a taşınmakla personel açığı arasında bir bağlantı olmadığını söyledi.
Yunanistan'da da yerel otoritelerden alınması gereken izinlerin geçen hafta tamamlandığını bildiren Çağlar, Atina ve Gümülcine'deki şubelerinin 2-3 ay içinde faaliyete
İstisnaların devlete faturası 12 milyar YTL
25 Şubat, 2008 11:27:00 (TSİ)
|
|
İstisna, muafiyet ve indirimler sonucunda devlet 2007'de 11.9 milyar YTL daha az gelir elde etti
|
Vergideki istisna, muafiyet ve indirimler, geçen yıl devlete 11 milyar 952 milyon YTL'ye mal oldu.
Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, "vergi harcaması" olarak nitelenen vergideki istisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle 2007'de oluşan vergi kayıplarına yönelik kapsamlı bir çalışma yaptı.
Çalışmada vergi ve diğer kanunlarda yer alan vergi muafiyeti, istisna ve indirimleri ile benzeri uygulamalar, vergi harcaması veya standart vergi sisteminin bir parçası olup olmadıkları yönünden incelemeye tabi tutuldu.
630'u aşkın istisna düzenlemesi var
"Vergi Harcamaları Raporu"nda, ülkemizde vergi kanunlarında çok sayıda istisna, muafiyet ve indirim olduğu vurgulandı. Aynı şekilde vergi ile ilgisi bulunmadığı halde birçok kanunun, kendi amacına uygun olarak değişik vergi istisna, muafiyet ve indirimleri barındırdığı belirtildi.
Raporda, vergi istisnası, muafiyeti ve indirime yer veren kanun sayısı 151 olarak belirlendi. Bu kanunlarda da vergi harcaması olarak nitelenen 630'u aşkın düzenleme bulunduğu bildirildi.
Harçlar Kanunu 54 değişik istisna, muafiyet ve indirim ile vergi harcamasının en yoğun olduğu kanun olurken, bunu 46 düzenleme ile Gelir Vergisi Kanunu, 45 düzenleme ile Petrol Kanunu, 41 düzenleme ile de Emlak Vergisi Kanunu izledi.
Bütçe açığını kapatacak bir kayıp var
Raporda, vergi harcaması olarak tanımlanan vergi istisnası, muafiyetleri ve indirimlerinin devlete faturasının 11 milyar 952 milyon YTL olduğu hesaplandı. Bunun 7 milyar 108 milyon YTL'lik bölümünün de Gelir Vergisi Kanunda yer alan istisna, muafiyet ve indirimlerden kaynaklandığı belirlendi.
2007 bütçe açığının 13.8 milyar YTL olduğu göz önünde bulundurulduğunda, vergi harcamalarının neredeyse bütçe açığına yakın bir rakam oluşturduğu dikkati çekti.
Toplam vergi gelirlerinin yüzde 7.8'ini oluşturan vergi harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı da yüzde 1.9 olarak tespit edildi.
Rapora göre, vergi harcamaları, toplam gelir vergisi içinde yüzde 21, kurumlar vergisi içinde yüzde 26, KDV içinde yüzde 0.8, ÖTV içinde de yüzde 0.5'lik bir pay oluşturdu.
İstisna, muafiyet ve indirimler sonucu oluşan kayıp, gelir vergisinde 7 milyar 707 milyon YTL'yi, kurumlar vergisinde 3 milyar 173 milyon YTL'yi, KDV'de 401.8 milyon YTL'yi, ÖTV'de 199.6 milyon YTL'yi, diğer kanunlarda da 1 milyar 70 milyon YTL'yi aştı.
Ücretlerdeki istisnanın faturası büyük
Gelir vergisinde ortaya çıkan kaybın, 5 milyar 291 milyon YTL'si ücretlerdeki istisnalar sonucu meydana geldi. Ticari ve zirai kazançlardaki yatırım istisnası 216 milyon YTL, gayrimenkullerdeki istisna 358 milyon YTL, hizmetçilerin, süt ninelerinin, dadıların, bahçıvanların ve kapıcıların elde ettikleri ücretlerdeki istisna da 660 milyon YTL tutarında vergi harcaması doğurdu.
Yatırım indirimi istisnası da, kurumlar vergisinde 1 milyar 192 milyon YTL, gelir vergisinde ise 69 milyon YTL'lik kayba yol açtı.
Raporun sonuç bölümünde ülkemizde son zamanlarda vergi mevzuatının sadeleştirilmesi çalışmalarına rağmen hala önemli miktarlarda vergi harcaması olduğu vurgulandı.
Özellikle vergi kanunları dışında birçok kanunda vergi harcaması niteliğindeki hükümlere yer verildiği, bunların da vergi sistemini bozduğu maliyet hesaplamasını güçleştirdiği ve vergi idaresinin bilgisi dışında olması nedeniyle de uygulamayı zorlaştırdığı ifade edildi.
Dünya Bankası'ndan 6,2 milyar dolar
Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu bugün, Türkiye'ye yönelik 2008-2011 yıllarını kapsayacak yeni bir Dünya Bankası Ülke Ortaklık Stratejisini (ÜOS) görüşerek, kabul etti.
Dünya Bankasından yapılan yazılı açıklamaya göre, bu strateji çerçevesinde, 4 yıllık dönem için Türk hükümeti tarafından yürütülen programların ya da Türk hükümetinin üstlendiği garantilere yönelik olarak azami 6,2 milyar dolara kadar finansman sağlanması öngörülüyor.
Strateji buna ek olarak, Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) tarafından sağlanan özel sektör yatırımlarına yönelik kredi ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) tarafından ticari olmayan risklere karşı verilen garantilerin finansmanını da içeriyor.
Dünya Bankasının ortaklık stratejisi temellerini, bizzat Türkiye'nin geliştirdiği kendi kalkınma gündemi olan 9. Kalkınma Planından aldığı belirtilirken, stratejinin hedefinin, tüm Türk vatandaşlarının yaşam standartlarını ve tanınan fırsatları arttırarak, Türkiye'nin, zamanla, diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gelir ve kalkınma düzeylerine erişmelerine katkıda bulunmak olduğu kaydedildi.
Dünya Bankasının Türkiye Ülke Direktörü Ulrich Zachau, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ''Türkiye son altı yıllık süre içinde ekonomik kalkınma başarısı yakalama fırsatı bulmuş ve dünyadaki en gelişmiş ekonomi ve toplumlardan biri halini almıştır. Yeni Ortaklık Stratejisi, bu fırsatın gerçeğe dönüştürülmesinde Dünya Bankasının, Türkiye'nin ortağı olmasını amaçlamaktadır'' dedi.
Zachau devamında, ''Türkiye, adil ve hızlı bir ekonomik kalkınmayı sürekli kılmayı hedeflemektedir ve Dünya Bankası Grubu da mevcut en iyi teknik uzmanlık, uluslararası tecrübe ve uygun finansman olanaklarını Türkiye'nin bu hedefine ulaşması için seferber etmeye çalışacaktır'' şeklinde konuştu.
|
|
29.02.2008
|
Altın 1000 dolara ilerliyor, petrol rekor kırdı
Altın fiyatları yükselmeye devam ederken, petrol fiyatları da rekor düzeyde yükseldi.
Altının onsu, Asya ve New York borsalarında 970 doları aştı.
New York borsasında onsu 974,20 dolardan işlem gören altın, Asya borsalarında da 973 dolardan, Avrupa borsalarında da 974,30 dolardan işlem gördü.
Borsa uzmanları, altının onsunun 1000 dolara doğru ilerlediğini ve bir ay içinde 1000 doları görebileceğini vurguluyorlar.
Öte yandan, petrol fiyatları bugün, tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştı.
ABD Dolarındaki değer kaybı, altındaki yükseliş ve ABD Merkez Bankasının faiz oranlarını yeniden indireceği beklentileriyle, petrolün varil fiyatı, ilk kez 103 doları aştı.
|
|
29.02.2008
|
Kaynak : AA
|
|
Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye kredi
Dünya Bankası'nın Türkiye'ye 6.2 milyar dolar yeni kredi vereceği bildirildi.
Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında önümüzdeki 4 yıllık dönem için sağlanacak kredi, enerji sektörü ve reel kesimin desteklenmesi projelerinde kullandırılacak. Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'ye Dünya Bankası'ndan Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında 2008-2011 yılları arasında sağlanacak 6.2 milyar doların yüzde 50'sinin program kredisi, yüzde 50'sinin ise proje kredisi olarak kullandırılacağı bildirildi. Sözkonusu programla Türkiye'nin AB üyeliğini hedefleyen reformlar yoluyla hızlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki potansiyelinin kullanılmasının hedeflendiği belirtilen açıklamada, büyümeden kaynaklanan faydaların eşit paylaşımının sağlanması ve bölgesel farklılıkların giderilmesine katkıda bulunacağı kaydedildi.
Dünya Bankası'ndan sağlanacak proje finansmanı çerçevesinde enerji sektörü ve reel kesimin desteklenmesine öncelik verileceği kaydedilen açıklamada, özellikle ihracatın ve KOBİ'lerin destekleneceği vurgulandı. Ayrıca sağlık, ulaştırma ve altyapı sektörleri de program kapsamsında desteklenecek.
|
|
29.02.2008
|
Ekonomi değerlendirme toplantısı sona erdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Ekonomi Değerlendirme Toplantısı sona erdi.
Başbakanlık yeni binada son iç ve dış ekonomik gelişmeleri değerlendirmek üzere yapılan toplantı yaklaşık 7.5 saat sürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in erken ayrıldığı toplantıya, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı.
Toplantıda ayrıca AK Parti Genel Başkan yardımcıları Reha Denemeç, Bülent Gedikli, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, TBMM Plan Bütçe Komisyon üyeleri Mustafa Açıkalın, Alaaddin Büyükkaya, Halil Aydoğan da yer aldı.
|
|
29.02.2008
|
Kaynak : AA
|
Şubat'ta ihracat yüzde 40,84 arttı
Türkiye'nin 2008 Şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 40,84 artışla 10 milyar 674 milyon 585 bin dolara yükseldi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, TİM'in kayıt rakamlarına göre Şubat ayı ihracatını, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulunda Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in katıldığı basın toplantısıyla açıkladı.
Satıcı'nın açıkladığı verilere göre, Şubat ayı itibariyle son 1 yıllık ihracat ise yüzde 26,37 artışla 112 milyar 306 milyon 168 bin dolar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Şubat ayında, fındık ve mamulleri, zeytin ve zeytinyağı ile tütün sektörü olmak üzere sadece 2 alanda ihracat düşüşü yaşandı.
2008 yılının ikinci ayında, en fazla ihracat artışı yüzde 91,37 ile demir çelik ürünlerinde yaşandı.
Miktar olarak en fazla ihracatı ise 9 milyar 402 bin 93 bin dolarla sanayi sektörü gerçekleştirdi. Şubat ayında tarım sektöründe 1 milyar 27 milyon 262 bin dolar, madencilik sektöründe 245 bin 229 dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı.
1 milyar dolar ve üzerinde aylık ihracat gerçekleştiren alt sektörleri ise 2 milyar 462 milyon 762 bin dolarla taşıt araçları ve yan sanayi, 1 milyar 483 milyon 169 bin dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 1 milyar 416 milyon 263 bin dolarla demir çelik ürünleri, 1 milyar 12 milyon 988 bin dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri olarak sıralandı.
Şubat ayında Türkiye ihracatında ilk 10 ülke ise Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, İspanya, Romanya, Hollanda ve ABD oldu. Irak 11., Yunanistan da 12. sırada yer aldı.
|
|
01.03.2008
|
Hazine tahvil ihalesi düzenleyecek
Hazine, bu hafta 3 yıl vadeli YTL cinsi sabit kuponlu tahvil ihalesi düzenleyecek.
Hazine'nin, 4 Mart Salı günü düzenleyeceği 3 yıl (1050 gün) vadeli YTL cinsi sabit kuponlu tahvillerin valör tarihi 5 Mart, itfa tarihi ise 19 Ocak 2011 olarak belirlendi.
Bu arada, Mart ayında toplam 5 milyar 538 milyon YTL tutarında iç borç ödemesinde bulunacak olan Hazine, en yüklü ödemeyi 4 milyar 104 milyon YTL ile 12 Martta yapacak.
|
|
02.03.2008
|
Tüzmen: "Irak'la ticaretimiz normal seyrinde"
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye ile Irak arasındaki ticari ilişkilerin normal seyrinde devam ettiğini belirti ve bu yıl söz konusu ülkeye 3 milyar dolarlık ihracat hedeflendiğini bildirdi.
Tüzmen, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin normal seyrinde olduğunu vurgularken, ''Son yıllarda Irak'la 3 milyar doların üzerinde seyreden bir ticaret hacmimiz var. Geçen yıl Irak'a gerçekleştirdiğimiz ihracat 2,8 milyar dolar oldu. Toplam ticaret hacmimiz ise 3,5 milyar dolar. Bu da gösteriyor ki Irak'la ilişkilerimiz normal seyrinde devam ediyor, bundan sonra da normal seyrinde devam edecek'' diye konuştu.
Bakan Tüzmen, Türkiye'nin Irak halkıyla bir sorunu bulunmadığını, terör örgütüyle sorunu bulunduğunu, zaten Irak halkının da bu sorunu böyle algıladığını bildirdi. Tüzmen, ''Irak halkı Türkiye'nin nasıl vefalı bir dost olduğunu tecrübesiyle bilir'' dedi.
|
|
02.03.2008
|
ATO: "Devletin vatandaştan alacakları 75 milyar YTL"
Ankara Ticaret Odası Başkanı (ATO) Sinan Aygün, devletin vatandaştan vergi ve sigorta alacakları faiz ve cezasıyla birlikte 75 milyar YTL'ye yaklaştığını kaydetti.
Aygün, küçük ve büyük birçok işyerinin devlete olan birikmiş sigorta ve prim borcu nedeniyle kapanmaya ve işçi çıkarmaya başladığını belirterek, ''Durgunluk yüzünden kriz geçirmekte olan piyasalar hükümetten kalp masajı bekliyor. Hükümet bu borçlar için yeni bir ödeme kolaylığı sağlayarak işletmeleri hayata döndürmelidir'' dedi.
Sinan Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, ekonominin genelinde yaşanan durgunluk, tahsilât ve nakit akışı sorunu yüzünden, küçük-büyük hemen hemen tüm işletmelerin önemli ölçüde sigorta primi ve vergi borcunun biriktiğini vurguladı.
Maliye ile Sosyal Güvenlik Kurumunun gecikme halinde uyguladığı yüksek faizler ve cezalar yüzünden bu borçların ödenemez bir noktaya ulaştığını kaydeden Aygün, şunları söyledi:
''Vatandaşın devlete olan borçları faiz ve cezalarıyla birlikte 74 milyar YTL'ye ulaşmış. Bu borç eklenen faiz ve zamlar yüzünden her geçen ay biraz daha büyüyor ve giderek ödenemez hale geliyor.''
Devletin, önemli bir bölümü faiz ve cezalardan oluşan bu 74 milyar YTL'lik alacağının piyasanın üzerinde giyotin gibi durduğunu vurgulayan Aygün, ekonomide yaşanan durgunluk yüzünden işleri büyük ölçüde daralan hatta durma noktasına gelen işletmelerin bu birikmiş vergi ve sigorta borçlarını bir kalemde ödeyip kurtulma olanaklarının kalmadığını belirtti.
Aygün, ''Giyotinin her an boynuna inmesini bekleyen işletmelerimiz, geleceğe dönük hiçbir yatırım kararı alamıyor, istihdamını artıramıyor. Bir kısmı da vergiden sigortadan kurtulmak için kayıt dışına kaçıyor'' dedi.
Sinan Aygün, ekonominin sıtma nöbetine yakalanır gibi her beş yılda bir birikmiş borç hastalığına yakalanmaması için de vergi ve sigorta yüklerinin indirileceğine yönelik sözün bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini bildirdi.
|
|
02.03.2008
|
Gayrimenkulde büyük kaçak
Hesap uzmanlarının gayrimenkul piyasasında yaptığı denetimler, emlakta her 100 YTL'lik satışın tapuda 51 YTL olarak beyan edildiğini ortaya koydu. Kaçak oranında yabancılar, Türkleri 5'e katladı.
Hesap Uzmanları Kurulu, son yılların lokomotif sektörü gayrimenkul piyasasında kapsamlı bir vergi incelemesinde bulundu.
Hesap uzmanlarının 2006 ve 2007 inşaat sektörü incelemeleri, emlak satış değerlerinin, tapu kayıtlarında yarı yarıya yer aldığı sonucunu verdi.
Hesap uzmanları, 2006 yılında 92, 207 yılında ise 234 mükellefi inceledi. Bu mükellefler için de 1203 adet rapor yazıldı.
Raporlara göre, incelemeye alınan müteahhitler ile inşaat firmaları, 2006 yılında 1 milyar 491 milyon 757 bin 686 YTL'lik satış yaptığını beyan etti. Buna karşılık 717 milyon 166 bin 505 YTL'yi ise gizleyerek, vergi kaçağına yol açtı.
2007 yılında ise beyan edilen satış değeri 2 milyar 228 milyon 361 bin 137 YTL olarak belirlendi. Bu satışlarda devletten kaçırılan tutar da 1 milyar 102 milyon 92 bin 61 YTL oldu.
Bu şekilde incelenen mükelleflerin 2 yılda tapuya 3 milyar 720 milyon 118 bin 823 YTL'lik satış yaptığını bildirmesine karşılık, 1 milyar 819 milyon 258 bin 566 YTL'yi kaçırdığı anlaşıldı.
Mükelleflerin, satış gelirini gizleyerek kaçırdığı verginin yanı sıra, yanlış hesaplama ve diğer nedenlerle beyan ettikleri gelirlere ilişkin de eksik vergi ödediği belirlendi. Eksik vergi tutarı da, 2006 yılı için 15 milyon 173 bin 652 YTL, 2007 yılı için de 18 milyon 141 bin 819 YTL olarak hesaplandı.
Hesap uzmanlarının inşaat sektörüne yönelik 2007 denetimlerinin içinde yabancılara mülk satışı incelemeleri de yer aldı.
İnşaat sektörüne yönelik denetimler sonucunda, sektörde genel olarak yüzde 49'luk bir kaçak oranı tespit edildi. Söz konusu oranda yabancıların, Türkleri 5'e katladığı dikkat çekti. Yerli alıcılarda yüzde 30,8 olan kaçak oranı, yabancılara satışlarda yüzde 145,2'ye ulaştı.
|
|
03.03.2008
|
Petrol fiyatları 100 doların üzerinde
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları, düşük dolar kuru ve OPEC'in petrol üretimini değiştirmeyeceği beklentileri nedeniyle 100 doların üzerinde seyrediyor.
ABD ham petrolü nisan teslim fiyatı 68 sent düşüşle varili 101,16 dolara gerilerken, Londra Brent tipi ham petrol ise 62 sent azalışla varili 99,48 dolardan işlem görüyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi ülkelerin bu hafta Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılacağı toplantıda petrol üretim miktarını değiştirmeyeceği beklentisinin yanı sıra düşük dolar kuru, Orta Doğu, Güney Amerika ve Nijerya'daki gerilimler petrol fiyatlarının 100 doların üzerinde seyretmesine neden oluyor.
|
|
03.03.2008
|
Petrol fiyatları rekor kırdı
Uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatı yeni bir rekor kırdı.
ABD hafif ham petrolünün nisan teslimi fiyatı 1,93 dolar artışla varili 103,77 dolara çıktı. Birçok ekonomiste göre, 1980 yılında, günümüz fiyatlarına uyarlanarak petrolün varili 103,76 doları görmüştü.
Londra Brent tipi ham petrolün varili de 2,07 dolar artarak, 102,17'ye yükseldi.
|
|
03.03.2008
|
Milano EXPO 2015'ten umutlu
3 Mart, 2008 16:00:00 (TSİ)
|
|
EXPO 2015 fuarına ev sahipliği için İzmir kentiyle yarışan Milano, projenin İtalya'ya verilebileceği konusunda umutlu görünüyor.
İtalya Dış Ticaret Bakanı Emma Bonino, bugün Milano'da yaptığı açıklamada, fuar için Milano'nun yeğlenmesini sağlamaya yönelik çalışmalarda, "son verilerin oldukça müspet" olduğunu söyledi.
İtalya olarak son dakikaya kadar kulis çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Bonino, "ev sahibi ülkenin belirlenmesinde, sadece sunulan proje değil, jeopolitik dengeler de önemli" diye konuştu.
EXPO 2015'in ev sahipliğini kimin üstleneceği, 31 Mart'ta Milano ve İzmir arasında yapılacak tercih doğrultusunda saptanacak. |
|
|
|
|